TALİHİM
Ya nedir bu?
Talihsizliğimi son kerteye dek sürdüren Bir ekmek kırıntısına mı bastım bilmeden? Veyahut yuvasını mı yıktım bir kuşun düşünmeden? Anımsayamıyorum… Oysaki Talihimin bana reva gördüğü şekilde yaşarım hep; Ne boynumda acı duyduğum bir utanç, Ne de alnımda soluk alıp veren bir ayıp, Bütün perdelerin gizinden sıyrılmış bir yüzden ibaret tüm varlığım. Ahhh kime nasıl anlatayım; Göğsüme çöreklenmiş şu yaşama ağrısını. Dilim söylenmeden kalan o kadar çok şeye gebe ki Ne gün yirmi dört saat, Ne yıl üç yüz altmış beş gün yeter. Ve anlayamazsınız; Hiç çentik atarak tutmadıysanız hesabını zamanın, Batırılmadıysa Güneş’iniz gün ortasında, Ve acıdan bilincinizi uyuşturma yeltenişiniz olmadıysa. |