Varsın Sevgilim Olmasın
Varsın sevgilim olmasın
Yılların usanmayan baharları Toprağa ıslanmış ağaçların çiçekleri ...........Bahçemde sakin kedi, telaşlı köpek Çiçekli dalda bildiğimiz kuş sevinci, ...........Ve gökte kırlangıcın neşeli ıslığı Fazlasıyla yetip artıyor Varsın! olmasın sevgilim *** ________Nadasa çekilmiş kalplerin koyağında ________Dilber çeneleri çatlar şah damarında ________Tuzağa tutsak ruhun sırat köprüsünde ________Ruhdaşın bekler yaradanın berzahında* ________Günbatımı nehir yalnızlığı hasretin ________Paydos vakitlerinde dağılır kasvetin ________Yeniden sevmektir zehirleyen mekruhun ________Daha sevmeyecek şu inatçı gururun *** Evrensel terazilerde taze ateşler yanar Yedi yıldızlı ipek yolu kervan-saraylarında Egzotik maşrapanın bakır kulpu tıkırdar Uzun kamyonlarda toz kozaları Afrika’da toz fırtınaları Küresel kefe ağdırır Kara derili aç çocuk can çekişir Sabırlı akbabanın yırtıcı gagası sulanır Eski balıkçı köyü Dubai’de Deniz ortasında gemi yelkeni Onyedi yıldızlı arap kulesi Burj El Arap’ta,** Kara paracılar altın klozetlere sarı sular döker Diyarbakır’da masum öğrencinin annesi ağlar Varsın olmasın sevgilim Alize çöllerine bin nehir akar avuçlarımdan Seher yelinde bahçeler gündüzsefası açar Sıradağlarda yağmur yüklü bulutlar Camda tıpırdayan damlalar ve yağan kar Sıcak ekmek, kaşar peyniri, çiçek balı ve çay Yastığımda olmayan yorgun anılar Ruha....... ongunluk katar Bahçemde sakin kedi, telaşlı köpek Eski mücevher kutusunda Babadan yadiğar köstekli saat İki tik tak arasında yeni ömürler sunar Kalbimde çağlar billur pınarlar Varsın sevgilim olmasın /Nadasa çekilmiş kalpler koyağında Şimşekler çakar, gök gürülder duygularını çağır yüreğine:/ ________Mut Dağı şöleninde içkin nurlu Sane’den**** ________Diyarıgurbetinde tesellin bahaneden ________Eldeki parmaklar kadar kalan senelerden ________Son sevgilin olsun bir dilber-i şahaneden *Berzah: Ruhların kıyamete kadar bekleyeceği yer. **Burj Al Arab: Dubai’de Arap Kulesi anlamına gelen, sahile yakın deniz içinde gemi yelkeni biçiminde İnşa edilen, kirli ya da temiz kazançla çok zengin olan ve Jetset denilen dünyanın en ünlü sosyetesinin ve örgütlerinin tatil yapabildiği en lüks yedi yıldızlı efsane otel. ***Sane: Mitolojide mutluluk dağı toplantısında Tanrılar tarafından yılda bir kez içilen ve yalnızca bir tek insana ikram edilme kuralı olan kutsal içki. -------------- |
Yedi yıldızlı ipek yolu kervan-saraylarında
Egzotik maşrapanın bakır kulpu tıkırdar
Uzun kamyonlarda toz kozaları
Afrika’da toz fırtınaları
Küresel kefe ağdırır
Kara derili aç çocuk can çekişir
Sabırlı akbabanın yırtıcı gagası sulanır
Eski balıkçı köyü Dubai’de
Deniz ortasında gemi yelkeni
Onyedi yıldızlı arap kulesi Burj El Arap’ta,**
Kara paracılar altın klozetlere sarı sular döker
Diyarbakır’da masum öğrencinin annesi ağlar
Varsın olmasın sevgilim
**
Değerli romancı Mehmet Eroğlu, bir söyleşisinde şöyle diyordu:
" Toplum olarak, merhameti yeniden keşfetmemiz lazım..."
---------------------
Ne yazık ki, "insanın vicdanının en büyük din olarak" algılanmadığı bütün toplumlarda (özellikle de İslamın kuşattığı coğrafyalarda) bir tarafta akılalmaz bir zenginlik, gösteriş, israf; öte tarafta yoksulluk ve kara açlık...
Ülkemize dönüp baktığımızda, İslamın son yıllarda bir "marka" haline getirilişi; özünden uzaklaşması, ticarete ve siyasete alet edilmesi. Havuzlu villalar, türbanlı hanımların 4x4 ciplerde keyif çatarken, otobüs duraklarında bekleşen asgari ücretli, emekli halk. Gösterişi ayıplayan bir dinin, "kul hakkıyla gelme bana" diyen bir dinin ve neredeyse %70 kayıtdışı çalışan bir ekonominin... Kaçırılan milyarlarca lira verginin, aslında bir "kul hakkı" olduğunun bilincinde kaç kişi var?
**
"Sıcak ekmek, kaşar peyniri, çiçek balı ve çay " tadında bir şiirdi.
'Çiçekli dalda bildiğimiz kuş sevinci..."