RÜZGÂR
RÜZGÂR
Bir rüzgâr esti memleketin üstüne Silip süpürdü ne gelirse önüne… Bir rüzgâr bekliyorduk, hayırlı bir rüzgâr… Bunda da bir hayır var dedi insanlar Bunda da bir hayır var… Önce umutlar yeşerdi etrafta Her yer, her şey yemyeşil, Yüzlerde gülücükler endişeli bakışlar Ama hep bir umut var… Zamanla işleri değişti Önce hoş görülen zararlar, Toyluğuna verildi. Ve hep yeni bir umutla hoş gördü insanlar Yıktığını rüzgârın. Rüzgâr gemi azıya almıştı artık Kerameti kendinde görmeye başladı Ne kendine yol açanları tanıdı ne var edenleri “Bütün dağları ben yarattım!” demeye getirdi. Esti gürledi, Korkuttu… Herkes korkudan sindi içine Ses seda çıkmaz oldu etrafından “Sen büyüksün!” denildi. Aradan “sen yarattın!” bizi diyecek olanlar da çıkmadı değil Rüzgâr kendinden geçti. Aslında bu kaderi kendi seçti. … Rüzgârın bu halini görünce Tanrılık iddiasının nedenini Şimdi çok daha iyi anladı insanlar, Firavunun… Rüzgâr da bir gün durulmak zorunda… Bir gün başka rüzgârlar, fırtınalar, boralar Dikilecek karşısına haddini bildirecek Belki de bu sayede rüzgâr aslına dönecek Ama artık kimse inanmayacak ona, Güvenmeyecek. Asla umutlanmayacak… Unutmayacak… 27.06.2014 |