256-SEVDAMIN HİDAYETİSadece etten insan, kemiksiz korkunç, çirkin, Sorgular bir ömürü, kusmuk selidir derin. Hesapsız geçmiş günün, tesadüfi inancı Boğmaktadır rüyamda, sancı içinde sancı. Konuşmaya anlayış, kavrayışta dost ister, Çözülmez bilmeceyi, çözecek yürek ister. Ranzadan uyanmak mı, terler bedeni sarar, Yaz sıcağı çayında, ölüm; kundağı sorar. Sıra, sıra dizilmiş, bir yeküne girersin, Kemiyet saymışlarsa, atılarak inersin. Volta atılmaz artık, mazgalları çekmişler, Beyine prangalar, fikre çizgi çekmişler. Umuda dair renkler, burda silik ve soluk, Dildeki sözcüklerde, inkarlar bile donuk Hapsedilmiş maviler, mahkumiyet çilesi, Eskimiş bir hayalin, çıkmazındaki sesi. Serçe kuşu boynunda, özgürlükleri almak, İp çekerek başına, derin uykuya dalmak. Bir rüya ki kurtuluş, perdesiz pencerede Ufkun umut çizgisi, uzaktan görülmekte Hatayı silmektedir, ruh da gelişen umut, Dön de bir bak geçmişe, kılavuz karga unut. Mazgalın sürgüsünde, yeni bir yaşam bulmak, Küçücük pencereden, güvercin olup uçmak. Yaşam ki ayrılıktan, yeniden bir yaşama, Ölümse dirilmektir, yatsısından sabaha. Çekilen günler belli, mutlak vuslata özlem, Allah’ın dost olduğu, bir dosta olan özlem. Kibrini silmiş iken, ne felsefe, ütopya, Alır başını gider, oyun dünyası dünya. Bir yaşam bahşetmekte, yücelerin yücesi, Demir kapı ardında, akıllılığın sesi. Delilik işte burda, akıllılık nişanı, Sevdamın hidayeti, ölümsüzlük nişanı. Şahin Hanelçi 24.06.2008 Ortaköy-İstanbul Fotoğraf Şahin Hanelçi’ye aittir. |