ŞAİRLİĞİMKulağıma ilk ezan okunduğunda yandım, Çağla çağı şiirin kapısına dayandım! Yunus’un dilindendi ilk duyduğum şiirler, Anladım ki, içmiş ve kanmış nice şairler... Bir bayrak şiiriyle açmıştım bayrağımı, Tanıdığım ustalar toz ettiler dağımı! Daha yüce dağlardan haykırdım vadilere, Simsiyah gecelerden çıktım beyaz günlere. Yaşım dokuzken benim vurgundum bir güzele, Gönlümün yarısını, sundum, şiir, gazele. Avunurken güzelle, şiirle evlenmiştim, Karanlıklardan çıkıp, işte dünya demiştim! İşte dünya, bu dünya! Azığım ve ekmeğim, Şiirlerin koynunda kutsandı geleceğim... Kızıl güneş ölgünken ilk kez indim şehire, Dedim, ulaştım anne, içimdeki nehire. Çocukluğumdan beri deli eden o ruhtu, Bir yanık Kerem gibi, akıp giden Çoruh’tu. Ben onu öpmek için eğildim sularına, Çoruh azgınlaşarak girdi uykularıma! Arsız bir senyör gibi sığındım kalesine, Kulak verdim inleyen Beyböyrek’in sesine... Bu Bayburt bir türküdür, bir destan Dedem Korkut, Kucak açtım şiire oldu, bana anayurt... Tutundum bir sevdaya, böyle çıktım dağlara, Gönlümü kaptırdım ben, ateşli sevdalara... Hayrettin YAZICI |
Kulak verdim inleyen Beyböyrek’in sesine...
Bu Bayburt bir türküdür,bir destan Dedem Korkut,
Kucak açtım şiire oldu, bana anayurt...
Tutundum bir sevdaya,böyle çıktım dağlara,
Gönlümü kaptırdım ben,ateşli sevdalara!...
Özeldi dizleriniz. Ve muhteşemdi anlatımınız.
Kutluyorum kaleminizi ve saygılar yüreğinize