TÜRK İSTİKLAL DESTANI.Şiirin hikayesini görmek için tıklayın İstiklal Marşının Kabulünün 100. Yılı için kaleme aldığım şiirimdi.
Daha önce yayınlamıştım aslında fakat şiiri yayınlamam gereken günün, bu gün olması gerektiğini düşündüğüm için kendimce, bir kez daha yayınlamayı uygun gördüm. Türk Kurtuluş Savaşı yıllarında, yazılarıyla milli mücadeleye destek veren, ilk TBMM’de Karesi (Balıkesir) milletvekili olarak yer alan Hasan Basri Bey, Mehmet Akif’in yakın arkadaşı idi. İki gönül dostu ve kader arkadaşı Milli Mücadele yıllarında, Tacettin Dergahında aynı odayı paylaşmışlardır. Onu milli marş yazmaya ikna eden kişidir. Milli Şairimiz Mehmet Akif ERSOY,, kayıtlara 23 OCAK 1920 olarak geçen ve Zağnos Paşa Camisinde toplanan, Balıkesir halkına, Cuma namazında Milli Mücadeleyi destekleyen vaazıyla seslenmiştir. Büyük Şair Mehmet Akif ERSOY, sözlerine 30 Ekim 1918 tarihinde yazdığı “Alınlar Terlemeli” adlı manzumesini okuyarak başlamış ve Balıkesir’de Türk Kuva-yı Milliyesinin kurulma çalışmalarına, büyük destek vermiştir. Şiirimde bu vaaz ve manzumeye de atıflar yapılmıştır. Milli Şairimiz Mehmet Akif ERSOY’un ruhu şad, mekanı cennet olsun inşallah. "ALLAH, BU MİLLETE BİR DAHA İSTİKLAL MARŞI YAZDIRMASIN."
TÜRK İSTİKLAL DESTANI
Parçalanmış vatanım, düşman çıkmış İzmir’e, Yaralanmış sancağım, kan sızıyor göndere, Rahman’a yakarırken, ezanlarla minare, Hançerlenip sırtından, öksüz Türk’üm biçare, Diri diri atıldı, o ateşten makbere! Şu Cihan, sağır zulme, gözler ama, diller lal! Ufuklar kan kızılı, kör karanlık istikbal! Altın başlı bir Bozkurt, adı Mustafa Kemal, Çıkageldi Samsun’dan, beklemeden bir ikbal, Mavi gözler korkusuz, çatal yürekli, cevval! Parolası belliydi, ”Ya İstiklal, Ya Ölüm!” İstiklale baş koydu, son bulsun diye zulüm! Kabul edilemezdi, ne manda ne tahakküm! Dönmeyi düşünmedi, çıksa da katle hüküm! Şayak Kalpak başında, dudağında tebessüm. Yıl bin dokuz yüz yirmi; gün cumadır, ay ocak, Milli Şair Akif’e, Karesi açtı kucak. Paşa Cami şahittir, düşmana açtık bayrak. Hakk’tan başka var mıdır, baş eğip de tapacak?! Başımız düşer ancak; düşmez, ”…yüzen al sancak!” Eğdi gür dallarını, şefkatli Ulu Selvi, Dostu Hasan Basri ve Akif’i sarar gibi. Yardım et milletime, kutlu yolda, Ya Rabbi! İslam’ı koruttuğun, bu millettir ebedi… Yıktırma ey Allah’ım, kendi kurduğun bendi! Seslendi, Mehmet Akif, halka verdi vaazı, Seslendi, dört bir yana, çıktığınca avazı. Bitti sanma Müslüman, haçın, hilal garazı! Hilal esirse, hey hat! Farz mı cuma namazı? Riyayla ibadete, Hakk verir mi cevazı? Haklı olmak yeter mi? Hakkı almaktır ilke. Merhamet dilenmek mi? Türk’e silinmez leke, Dön de bir bak mazine, Büyük Hun’a, Göktürk’e, Can verip yenilmeyen, Kürşad ile Kırk Türk’e. Alparslan’dan yadigar, vatan kalamaz terke! Bu sözlerle coştu ve şaha kalktı, tüm vatan! Coştu Paşa Caminde, şakırdayan şadırvan! Aziz ise eğer can, vatan mukaddes candan! Türk’e, sevdadır yurdum, gönlümüzde çağlayan! Kalplerde Kızıl Elmam, istiklal olup çarpan! Milli ruhla kuruldu, Heyeti Merkeziye, İlk kurşunla dur! Dedi, Türk Kuvay-ı Milliye, “Redd-i İlhak!” Diyerek, yaslandılar mevziye. Savaşırken dayandı, İlahi Tecelliye… Ölümsüz nice şehit, şanlar verdi maziye. Kasırga oldu vatan, dağlar, ovalar aşan! Öyle bir direniş ki! Öyle ki akla ziyan! Top, tüfek, kazma, kürek; er, kadın, atlı, yayan! Yanardağız gürleyen, ateş seliyiz akan! Dillerimiz de Kur’an, göğüsler dolu iman! Afyon’da seher vakti, bir şafak dinginliği, Şafak kızıllığında, ovanın enginliği, Ata’mın gözlerinde, zaferin kesinliği. Kahraman Mehmet’imde, bir bıçak keskinliği. Düşmanın dizi titrer, namert tedirginliği. Tepeden gürleyen ses, verdi tarihi emri! Saldırdı Aslan Nefer, kükreyerek ileri! Bükülmez tunç bileği, çelikten pençeleri! Kopardı zincirleri, demirden çeneleri! Püskürtüyor düşmanı, volkandan sineleri! Candan geçip Mehmet’im, kazandı istiklali. Rab’bim şahit olsun ki! Yok Türklüğün emsali, Tuttu başı üstünde, yıldız ile hilali, Ebedi dalgalansın, Türkiye’min timsali! Minnet ile anarız, biz Mustafa Kemal’i! Şahit Alacamescid ve de Okuma Yurdu, Bu millet ki! Bu yurdu, küllerinden doğurdu, Her karış toprağını, kan ve terle yoğurdu! Hakk’ın vaadi oldu, Türk’e devlet kurdurdu, Yardım etti mümine, hür yarattı Bozkurt’u! Ölümü göğüsledi, can veren babayiğit, Silkelenip topraktan, savaştı nice şehit!.. Şimdi kulak ver bana! Beni dinle, genç yiğit! Ne el sürdür vatana, ne de şehidi incit. Türk İstiklal Marş’ımı, kanımla yazdı divit! Türk İstiklal Marşı’mın, yankısı bulur arşı! Yükselirken sancağım, bırakırız uğraşı. Selam durur yurdumun, suyu, ağacı, taşı! Her mısrada Akif’in, damla damla gözyaşı. Baş eğip, batar güneş, doğan bayrağa karşı. Türk’ün son destanıdır, Türk’ün İstiklal Marş’ı!.. 12 Mart 2021 Muhittin KOÇ |