Yazmakmış kaderim...
Gönlüm söylüyor ben yazıyorum
yazan ellerimin ne kabahati var yazma artık dedim kendi kendime aktım yine sığamadan bendime... kalbim söylüyor ben yazıyorum her bir harf ile his kuyusu kazıyorum belki bir teselli bulabilirim seziyorum lakin çoğunlukla kendimi üzüyorum... Fısıldıyor kulağıma içimdeki cılız ses gecemi gündüzümü sarıyor bu heves bir yardım çağrısı dışa dökülen esoes yazmak ciğerlere dolan ılık bir nefes... Kuş olsaydım daldan dala uçardım acımasız zalim avcılardan kaçardım şarkılarımla mutlu ederdim her kesimi dinlemek isterlerdi Allah vergisi sesimi... Bir at olsam bindirirdim insanları sırtıma götürürdüm gidecekleri yere dört nala inek olsam süt verirdim tereyağı yaparlardı tavuk olsam her sabah folluğa bakarlardı... Güvercin olsaydım sevenim çok olurdu ekmeğini simidini paylaşanlar olurdu kanat çırpıp takla atınca gülerdi yüzleri gökyüzüne çevrilirdi umut dolu gözleri... Tarla olsam buğdaylarım biçilirdi öğütülen unum değirmene saçılırdı teknede hamur yoğrulurdu unumdan taze pişmiş ekmekler çıkardı fırından... Her bir canlının yaradılış hikmeti var sebepsiz yaratmaz Yaradan hiçbirisini güzellik her şeyin içinden dışına parlar canlılar arasında görünmez bir bağ var... Düşünüyorum da verilecek neyim var ne mücevherim ne de altından tacım var benlik tükenen mum damlıyor azar azar demek ki yazmakmış kaderim ölene kadar... Gülhan Çeliktaş |
Yüreğine emeğine sağlık
__________________________________Selamlar