Her birimiz Anadolu’nun bağrından, Kopup gelen Anadolu çocuklarıyız Ayaklarımızda çarıklar bel bağladık Şehrin görkemli havasına, suyuna... " Şehrin taşı, toprağı altın" dediler Topraklarımızı, hayvanlarımızı geride bırakıp Kaçar adımlarla göç ettik köyden şehre!
Hayal kırıklıkları çaldı kapımızı Tencereler boş kaynamaz oldu Bir dilim ekmeğe muhtaç olduk Komşuluk desen mazide kaldı İki lafın beli muhabbetle kırılmaz, Aşımızın, tuzumuzun tadı kalmaz, Gülen gözlerimiz ise ağlamaklı oldu..
Yüreğimiz cam kırıklarıyla doldu taştı Yerimizden, yurdumuzdan Binbir umutla çıktığımız yolda Boynu bükük çocuklara döndük..! Gurbet eller yaramadı gönlümüze Sefalete esir düştük yaban ellerde de Ağrımaz başımız ağrır oldu...!
Yoksulluk kemendi geçince boyna Sararıp solduk, kendimizden geçtik Sıla da yuvaya hasret kaldı herbirimiz Eskiyi mumla arasak da nafile Bel bağladığımız karlı dağlar eridi bir bir Elimizde kalmadı bir dirhem yürek... Kendi topraklarımız da el olduk!
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
BİR GÖÇ HİKAYESİ şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
BİR GÖÇ HİKAYESİ şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Şiire, yüreğinize tebrikler sevgiler.