BİLE İSTEYE...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Mevsimin nidası bir hüzündün sen s/üzülen gözlerimden fışkıran bir kıvılcımın dahi mahzun gülüşünde saklı… Fermanımdın. Feryadımdın ve de. Tabusu ömrün ve tapusu bu zimmetli sevginin. Sinemde dolgun dalgalar Yürekte bozgun Geride kalan silik cümleler ne ki Bedellerini ödediğim hayallerimin yanında Fıtratımda saklı hüsran Bense beylik bir fani değildim nezdinden evrenin. Sen ki. Beyzade gülüşünün kundaklandığı O zemherilerde tokalaştığım gün ışığında dahi saklı iken elem. Rengim turkuaz. Rakımımsa İlahi Aşka odaklı En tepedeki hizasında gülüşümün Bombalandığı ve şehit düşülesi bir aşkın tininde. Memleketine sevdalı. Miadı dolmayan sızıların vebali. Sistematik hüzünle eşses bir gizem. Göğün revnak bulutlarından kopup da geldim. Rüzgârında demlendim imbatın imdat çığlığında nükseden Zambaklardan ördüğüm saçlarım Zehir olsa da hayatım Zıkkım değildi yediğim: en helalinden Boğazımdan geçen her lokma Tıpkı bu masum sevda gibi layığıyla yaşamaksa Yaşadım da şerefimle İhtiva eden ne miydi dünün kıyısına vurduğum? İnhisarında üç beş sözcüğün Binlerce on binlerce dize derleyebilirim ben ansızın Bir sızıdan doğan bu metruk güneş Sadece benim içimi aydınlık kılan hoşbeş Ettiğim değilsin sen Hoşlukla iştigal kalbim Gel-geç bir şarkı değilsin de kulağımdan gitmeyen Davudi sesi bu hüznün Seninle doğdum Seninle doğan hüznümü dahi sevdim. Sevecen bir iklimde Sergüzeşt hecelerde serili Semiren göğün bulutları Pervazında kubbenin Kutsalıydı bu sevgi ömrümü durduk yere çiğnediğim. Başım dik yürekte saklı kilit Anahtarı sende saklı sür git Bir heyecan hız kesmeyen Bazen bir vaveyla şakıyan sesimde saklı izdiham İhbar ettiğimse bu gizi Bu gizden doğan yenilgiyi Yanılmadığım kadar biliyorum da Yanlış olsa da bazen masallar Gizemli kahramanıyım ben bu hikâyenin Gizli öznemle şerh düştüğüm. Ayan beyan ses olduğum Aşikârsa o Şimal yıldızı yüreğimin kılavuzu Allah rızası için sevdim hem seni Semanın her hükmünde Yürekteki her güdümde Gülüp geçen şahika İçimin nesri bu esaret bile isteye Göğün de kamberi bir avuç yıldız tozu İçime serptiğim En sevdiğimse dikenlerim Kendime battığım. Bata çıka yürüdüğüm yolun nazarında Uçuşan sözcüklerden ördüğüm bir hırka nezdinde Şems’e duyduğum yakınlığın sende bulduğum Irak olsan da gözümden İnfilak eden bir gök taşı adeta Taçlandıransa yalnızlığın ç/ağrısı Varsa yoksa günüm ve güleç yüzüm Nasıl ki saklı Allah katında iç sesim ve dualarım Kayboldukça çehreler sözde seven Kardıkça bu gizi Elbet aşk en elzem Sonsuzluğun da çağdaşı bir elem Dünümle aynıyım ben hala saklı tutabilirken Masum yanımı Beylik değildir de bu nida Varsın olsun tek duyan… |