Mezopotamya
Kapıyı ört,
Kuşlarıda sal. Bir seferberlik bu, Ölüm var kalan bu. Sen şimdi bir Aralık ayında, Hüznüne çiçekler ekmekle meşgulsün. Sence de bu gri balkona; Bu renkli çiçekler fazla değil mi? Peki dudağında ki o şarkı? Kalbine kadar onu mırıldanıyorsun. Koca bir direniş sanıyorsun belki Özgürsün de lakin parmaklıklardan yok farkı. Işıkları kapat, Yine kuşları da salmayı unutma. Her ne kadar dört nala koşsan da; Bir yanı Özgür kılmak için Diğer yanı esir etmek zorundasın. Yitirmişliğimi serdiğim bu coğrafya; Sanki her yanına seni ekmişler. Asi bir Mezopotamya gibisin; Sen şimdi bir yanın feryad figan iken Diğer yanına mavi gökler çizmekle meşgulsün. Sence de bu siyah toprağa Bu masmavi gök fazla değil mi? Bir baş kaldırış sanma bunu! Ben gözlerimi kapattım, Yeniden sana bakabilmek için. O ana denk sen hep Sonsuz kal… |
Yitirmişliğimi serdiğim bu coğrafya;
Sanki her yanına seni ekmişler.
Asi bir Mezopotamya gibisin;
Sen şimdi bir yanın feryad figan iken
Diğer yanına mavi gökler çizmekle meşgulsün.
Sence de bu siyah toprağa
Bu masmavi gök fazla değil mi?
Tebrik ederim
Yüreğine kalemine emeğine sağlık