mağara yazılarıŞiirin hikayesini görmek için tıklayın ’bence istanbulun şehir kimliği için düşünülmeli projeler.örneğin her semtin meydanı parkı bahçesi olmalı varoş merkez ayrımına gitmeden.hakiki manada topluma kazandırılmalı insanlar bir organize grubuna dahil olmakla.bu şekilde sosyalleşme imkanı bulur şehrin insanı.yapılaşma cadde ve sokaklar hesaplanarak olmalıki şehirleşmede başarı sağlansın.insanlar vaktini kahvehanede geçiriyor sahip çıkılmadığından.kitap okuma alışkanlığı ailede başlar.sosyal güvencesi yok bir çok insanın.bu nedenle güven duymuyor devlete.sorunlar birazda bundan kaynaklı.bir ulus olmanın gereğinde görmeli ortak idealler için.ekrem başkan her kesimden insana açık duruyor partizan olmamaları kaydıyla.bu sevindirici bir durum.kendisine başarılar diliyorum.’bunlar bugün yazdığım bir yazıdan.mağara şiiri içinde filmlere konu olabilecek tanımlarla dolu olduğundan bir senaryo çalışması olabilirdi anımsattıkları.tutukluyuz diyorya fethullah gülen şiirinde.fırtınalı günlerden sonra yeni kitapları raflardaki yerini almış durumda.terörle çıkılan yolda kaç ihtilal gördü bu ülke.islam nizamı terör örgütlerinin çıkış noktası.bunun için vahşice cinayetler işleniyor.bunun yerine kalkışmışlığa önem vermek gerekiyor.milli kültüre hizmette görürken adanmışlığı.ruhumuzun heykelini dikmek çevremizi güzelleştirmektir aynı zamanda.bunun için kültür sanat durağı olmalı ülke gençliğinin.konunun anlaşılması için hangi ülkeyi örnek almanın titizliliğiyle düşünülmüş kaygılar.bunları anlamak mümkün türkiyenin güvenli bir yer olmasını yadırgayanlar için.çünkü demokratik talepler sınırlı tutulmuştur uygulamada.bu da faşizme yakın bir karakter taşıması rejimin.devletin hiyeraşik bir önceliği var iktidar olma saikleriyle düşününce.cnn kanalında fahiş fiatlar tartışılıyordu.bu konuyu bilim nasıl tarif etmiş sorusu vardı gündemde.hulki cevizoğlu bilimin olanaklarıyla aydınlatmak istiyordu halkı.ancak beni ilgilendiren bir konu olduğundan şu yazıyı gönderme gereğini duymuştum.’Biz biliyoruzki türkiye bunların çiftliği.neymiş avrupadan olan farklılığımız.uygarlığı nasıl başlattığına bağlı.burda hesaplaşma farklı yürüyor onu için.erbakanlı yıllardan çok şey öğrendi türkiye.faşizmle olan intiharına tanıklık etti tarih.12 eylülün sanata bakışı sığ bir politika değilmiydi.vatandaşı eğitmek devletin işimidir felsefeye göre.fransız ihtilali ne zaman bizim gerçeğimiz olmuş.bunları açıklasın Hulki bey’.
sen gittikten sonra ben gülay kömürle diren dönüyormu bağdattan şamda iniyor attan zaman yoktur uzayda düşünce geçmiş kayda tarih insanla başlar hacer şeytanı taşlar hukukta masuniyet suçsuzluğa alamet yaratılışta evrim anlarsak olur devrim hep değerler yozlaşmış keman sesine alkış feyza hepçilingirler gönüldeki şiirler sefaletle zenginlik içiçedir enginlik bir soluk almak için çalış çoğalsın ekin suphanellah demekse yemende ot yemekse kalkınmanın şartı ne gayret gelsin ülkene saygı gören bir yatır sefaleti anlatır cübbe sarık sakalla takva beklenir hala kuduz köpeğe inat şefkat bekler kainat kim ki zülme bulaşır nefsi fravunlaşır salat beladır ömre gönüle düşmez cemre hayat ölüme karşı kalabalıksa çarşı cismin olacak nebat tabuta sığan ebat manen öyle yoksuldun huzuru dinde buldun akıl çağı sanatta hikmet var kainatta dava meze rakıya aşk satılmış takıya ne yapsın islamcı kız dava ağızda sakız hürlük hakkın körelmiş dava ömre bedelmiş bir ateistle ermiş aynı tabaktan yermiş çileyi çekmiş zahit harpten yılmış mücahit sumuttan soyuta aşk kazanmak cennette köşk böbre gidi ne ister güneş yüzünü göster bugün günlerden nevruz ver kardeşliğe omuz kaçkar dağları behur diye baharda sehur gün eksildi geceden söz saklandı heceden evdeki eşkıyalık dağlardaki kayalık der somatik hezeyan hakikat değil ayan çocuk oyunu sayborg duygusallık için org vicdanın çağa soru yalnız kendini koru ölümden uzak bir yer kerem eksen aşk bekler çatışmış uygarlıklar huntington kimi duyar böyle varılmış şama baht olmuş fukuyama rupi kaur süt ve bal tarihe dalmış sandal sunuşuyla carmine ted gibi konuş diye şimdi her zerre kara diyor kitapta yula kıyamet emeklisi şule gürbüzün sisi islam komüncüleri faik bulutun yeri baktım arabesk filmi bedri rahmiye dilmi portakal çiçekleri balpınarın eseri dino buzattiden ek tanrıyı gören köpek tabiata aşıksan diyor dante ey insan şeyh bedrettin fuzuli bunu düşünmüş dali öğrendik kamasutra döşeyemezmiş vitra ziya osman yitikse şiirde us etikse mevlana’da estetik görülmüş ezoterik. inci enginün okul ayten lermioğlu kul medelin miller yine ben kirke’yle efsane tolkienle sen üşü gondolinin düşüşü anton çehov cins bir kuş oku altıncı koğuş sylvie germain ece kitabı amber gece ölüm can düşmanım der elias canetti rehber hoca ahmet yesevi yunus emrede sevi hacı bayramı veli demiş daima ali ömerle osman erdi ebubekir hak derdi çelebinin mevlidi nurlu doğuşa tevdi ömer hayyam şeyh sadi hep muhammedin virdi nakşibendi kadiri hala gönülde diri bektaşi dergahında mevlevinin ahında asırlar sonra ata hayranmış tabiata aşık veysel pir sultan atamız bilge kağan kumandan fatih sultan bize örnek alpaslan ak şemsettin gürani görmemiş hiç bir fani şarkısıyla gazeli şair nedim ezeli çıkmış alparslan kuytul olmuş gençliğe okul şeyh şamil kafkas kurdu velilerden bir ordu 15 temmuz sisinde tsk yine zinde tarihte aşk ülkesi bitmiş dinin nefesi bitmiş cephede masal gölpınarlıda eşkal aşık vahdeti gibi meczuplar aşk sahibi rene guenon bir gemi dante ezoterizmi beyza alkoçta mana kitabı karantina paola peretti mor kiraz ağacına sor meleğin düşüşü mit villiam hjortsberge ait andrey platonov can su altında bir mercan vincent dimaiodan morg ölümde hayattan org dişi geçmiş zamana gülsüm ışıldar mana hayatın incileri okan orukun yeri çikolata kalplerde belgin gürbüz kederde dilara keskinden ikaz ölüler konuşamaz güz gelmeden romanı anla selçuk baranı isyana kattık püre selam söyle dübüre arap ülkesi gibi savaşta görmek dibi pembe pancurlu evler grev için ödevler her meydana bir heykel bir önder beynelmilel yaşadığı devirde millet sanki revirde istiklal mahkemesi bu halkın kekemesi menderesi idama götürmüş bir çift yama devrimlerin tenkidi tanınmış hak değildi ferde tanınırsa hak rejim tehlikede bak kaç alim ipe gitmiş sait nursi seyitmiş iman kurtarma devri zora sokmuşmu sevri hükmü kalmayan kuran çağın düştüğü buhran başöğretmen atatürk üşüyen millete kürk alfabeyle başlamış cehaleti taşlamış geçmiş devri eylemin ubudiyet çok derin böyle risale-i nur kibri taşımak onur zindanlardan gelen ses herkes için bir kafes yurtlar ışık evleri hissettirmek makberi süleymancı menzilci diyor tarikat cici yolculuk var uzaya dünyada kalmış yaya gavsın gezdiği feza hayat bir anlık kaza kimin için hakikat cennete yol tarikat geçmişte mevlevisi ney içinde mavisi lale devri istibdat hürriyete aşık zat sarayın kapısında ne almışsa akında böyle cihan devleti kaybetmişse savleti neydeki figan susmuş derviş inkarı kusmuş ardından gelen hicran birde denmiş aydınlan onun için arzuhal denmiş eski hal muhal cemaat bir tarafta neşriyatları rafta benliği öldüren ok gettoyu yaşayan çok modern maskeli dinler zaaf yaşayan dinler insana ait özlem ölü sokaktan gözlem fikri sağlar diyor ki ülke batık bir gemi ne kadar mülteci var bunu da bilmiyorlar gemiyi vurdu şaşı bulunmaz hint kumaşı var aile şirketi sevmiyor etiketi insan olursa kursun beyninden vurulursun çünkü her türlü ortam arıyor mekanda dam etnik kimliğe karşı neden duruyor çarşı hedonist zevkler için kullanılmış aşk ve din yoldan çıkılmış artık türbanlıya da baktık tek amaç para olmuş omuzda bahtiyar kuş plaj ve cami ortak yürüyen hatuna bak sinyal veriyor aşka tutucu olmak başka yoksullukta fantazi aşk savaşında gazi işte yüzlerce kitap bizi düşürmüş bitap her metinde ayrı düş tarih neleri görmüş aklın ölçüsü yokmu insan sevgiye tokmu okşa diyorsa kadın bu aklı kimden aldın demiş üstat siyaset şeytandan gelen lanet ilim ve fende gayret birde helal ticaret cumhuriyet fikrine sadık kalınmış yine haklarla hayat zengin hürlükle kalpler engin esas alınmamış had bu yüzden var istibdad nağmesiz renksiz hayat bastırılmış nice tat kaçak yolcu gibi ay karanlıkta koşan tay sonra sunulmuş zehir uykuya yatmış şehir kurtuba ve buhara tat bırakmış bahara saatlerde hazine zaman sanki medine mekkenin sokakları çocuk yüzlü baharı bağdat şam ve istanbul üç şehir aşka okul ama yasak bahçeler ses vermiyor lehçeler bunla avunmuş gönül yanmış hisarlarda gül işte sararmış başak ay ve yıldızlı bayrak and ve yemin yumruğu sonra göldeki kuğu çalmış hilali gökten ağacı sökmüş kökten vefalı bir semt adı güzel günlerin yadı kadraja alınmış göz gönüle işlemiş söz sonra yoksulluk çökmüş tekil yaşanmış her düş umut için işkence ağır geliyor gence yaşanmış hatiralar gizli dosyalarda var akvaryumda bir balık rüzgara vermiş salık ilme mahsus medrese sokar mı aklı derse öğrenmenin bilinci bulamıyorsa inci ruhun azap duyarsa kuran akla miyarsa oku modern tefsiri olursun hakkın piri neden bahseder üstat mükafatlar bir imbat ruha nefes aldıran tabiatta bul irfan düşün sonra uygula akıl bir nimet kula cihanşümül manada hissede var sanada halkın mülkünde hain olanda namazsız din tekrara düşüyorsan uzak dur der dervişan çünkü riyada insan hasenata bir kalkan semavatı ağlatan günahla dolu zaman çünkü iman için gam duymuyorsan yok meram madem eşyadan hicret etmek muhalse terket onun için tarihi cennette görmüş ahi varlık müşkül insanda vahyin nuru kuranda insanların hilkati melaikeden kati onun için resuller şirke karşı bir rehber haktan alınan bilgi kaderinde bir çizgi günah bahane değil yalnız rabbine eğil hakkın karanlık yönü boş bir konağın önü oy kullanmak talihse seçilmişler salihse liranın değer kaybı dolmamış buzdolabı kendi şartında pazar kalmışsa dolar azar arz talep dengesinde fiatlanmış mal zinde zamlanıyorsa mallar meyveye durmaz dallar olmak zorsa müdahil yatlarla dolsun sahil belki sembolik tarzda piyasadaki arzda kontrol için fiatı kullanmak iktisatı güven gelsin liraya bakınca fabrikaya soğan ekmeğe muhtaç halk için fabrika aç mal varsa piyasada para niçin kasada oynanan oyun büyük enflasyon işçiye yük kalabalık akıyor fiatlar cep yakıyor fakirleşiyor millet faiz denilen illet o yeşil vadilerde tahterevanlar nerde tam bağımsız türkiye tarihten bir hediye her gecenin sabahı getirirmiş felahı kurtlar vadisi ajans tanımadı halka şans şimdi diriliş vakti yenilemeli akti üşütüyorsa sokak erkekteki sadakat gerçek gladyo cıa bir gülünç yüz garcia barlar pavyonlar açık konuklar hayli kaçık kimliğini saklıyor otelde sabahlıyor nerde resmiyet kanun harunlar olmuş karun çekilen operasyon teröre vermekte son pkksı deaşı kabul etmiyor aşı görmek sebatla ufku akıl zindanı kuşku sara nöbeti gibi küfre düşürür kalbi insanlar var çevrende sanki başka evrende bir ihtilal gerçeği yedirir mercimeği meydanlar heykel dolar yan bakışla gül solar kurşun asker devriye tutsaklık biteviye teknolojik devrime inanılmış evrime verdi talimat paşa laiklik değil haşa sende katıl sohbete güvenirsen devlete değişmez bu zihniyet en büyük enaniyet nefsi fravunlaşmış sabır çatlayan taşmış sızmıyorsa o taştan bir sızıntı ağmaz tan kalpleri katılaşmış bir örnek hakka varış kentten ceset toplamak helada kalmış yumak müzikteki huşuyu sanma ölümden kuyu bir suskunluk şehirde zaman hangi devirde şakirt için sohbetler kereminden hikmetler anla felsefe kelam ver meleklere selam fitneye karşı kalkan basmıyorsa hafakan sanatla süsle ilmi hikmet bilgi değilmi yunustan mevlanaya başla methü senaya arın nefretten kinden güzele koş çirkinden çaldırma hakikatı zalimin küfrü katı karanlıkta bir ışık zehirli bir sarmaşık ipe çekilen zahit rabbiyle yapmış ahit ne geçmiş ne gelecek nede olsa bir böcek sancısıyla mahşerin destanı gökten derin bulunmuş derde deva bulunmuş nar ve ayva bir devrin son çığlığı gibi söndü ışığı kalan şarkısı boğuk sokağa göre soğuk akmış makyajı devin faşizm denilen devrin hasbelkader uyanık olanlar olmuş sanık ses verince ihtilal direnmek olmuş muhal asker kışlaya deyu göstermişler namluyu kesilince saç sakal olmuş bacılar bir hal hayat bizede hayat çağdaşlıkmış kabahat ilgim yokmuş batıyla düşünmek sanatıyla inanmışlık sanata bakınca tabiata paris yorgun fitneden yaslandığı defneden halen dinle savaşta işlenmiş devrim taşta inancın ulviliği kurtarmaz deliliği nasılmış koordinant bunu açıklar mı kant newtondaki mekanik einstein için mekik bigbangla aşılan çağ yıldızlar bize çerağ anayasal düzende yaşanırmı pejmürde bir oluş var insanda savaş dökülen kanda bir kanın macerası denmiş suyun verası bu girdapla yutulduk gurbette unutulduk ne muradı var halkın beynemaz deme sakın boşalmış camiler hep ortaçağ buna sebep onca vakfın çabası olmuyor merhabası çünkü çarpılmış çanla aynı yazgı ezanla bunlar şiir bilgisi çağın zaman silgisi ıstırap içinde haz meşakkatli iş namaz bir gün iki gün derken her şey için çok erken mahrumiyet yaşayan insan takdire şayan açtır nefis her daim cehennemlik yol vahim nedim demirbaş 09.01.2022 |