1
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1071
Okunma
rüyaya yattım ve fravunla uyandım
ben sapan taşını küçümserdim önceleri
aynalar muhtaçken gözlerimi kaçırdığım boşluğa
semahta körelttim nefsimin hicap duyduğu şadırvanları
kumsala yol açmak için cesetlerin topladım dar sokaklardan
birden yitiveren övünçle yaşlanmayı öğrendim.
esnaflar tüccarlar kare şeklinde konutların odalarında
ıssızlığı içiyorlardı bürolarında vakit maaşıyla eğlenen eşraf
reis buyurduğunda hazır bekletiliyordu şans kadehleri
bunları anladım atı mahmuzlama sanatını
sivasta açlık kokan kafelerde bira yuvarlayan adamlar
tam gençliğin ortasında akıl hastalığı faciası
kaçtıkça sessizlikten nöbetindeydim sarhoşların narasının
kusmuklarla uyanan beyoğlu leş gibi kokardı sabahları
kaçamaklar ihanetler kırık bir kadehin boşalması gibi ağza
herhangi bir şairin gençliğini tüketmek gibi devrimcilik
ilerleyen saatlerde kabına sığmayan delişmenlerin huyu
alkol için yaşlanan fahişelerin suratlarından akan riya gibi
karanlığın şarkısını dinlerdim genç kızları düşünüp
düşünüp düşünüp kaldırımlarda yıkılmaya hazır bir inatla
nedim demirbaş
5.0
100% (1)