EY YOLCU! (12)Şiirin hikayesini görmek için tıklayın “Aldık elimize kalemi yazdık durduk, yaz kış demedik, gece gündüz demedik gözlemledik yazdık. Sevdik yazdık, kızdık yazdık, umutlandık yazdık, umutsuzlaştık yazdık, sevindik yazdık, üzüldük yazdık. Yazarlığın insanı tüm varlığı, tüm zamanı, tüm bilinci, tüm bilinçaltısı ile, gecesi gündüzü, gerçeği ve düşü ile emen ne doymak bilmez, ne kaprisli, kendinden başka sevgili çekemez, ne kıskanç bir meslek olduğunu bile bile yazdık.
Ama yine aynı yazarlığın, dağınık düşünceleri kâğıda dökerken bizi nasıl birden arılığa, yalınlığa bir kelime ile düşünceye egemen olmaya götüren bilge bir dost olduğunu da görüp, sevinip yazdık. Yalnızlığımızda, umutsuzluğumuzda bizi yok olmaktan kurtaran bir can simidi gibi ona sarılıp yazdık. Uyurken uyanıp yazdık, hasta ve ateşli iken başımızda buz kesesi yazdık, kâğıt bulamadık bazen kâğıt peçeteye yazdık, gömlek manşetine yazdık, yatak çarşafına yazdık. Dünyada neler yitirme, en yakınlarımızı kırıp geçirme, ne nimetleri kaçırma bahasına yazdık. Uyarmak için yazdık, öğretmek için yazdık, anlatmak için yazdık, güldürmek için hüzün için yazdık, yüreklendirmek için yazdık. Bunların hepsini bir arada yapmayı deneyerek yazdık. Bir gediği doldurduğumuz kuruntusu ile bizden önce söylenmeyeni yakalamak hevesiyle yazdık. İnsan gerçeğini yakaladığımız bir yanı ile Türkiye gerçeğini ayrı bir açıdan verdiğimiz umuduyla yazdık. Yararlı olmak duygusu ile yazdık.(Haldun taner’in bu yazsı Cumhuriyet Gazetesi’nden aynen alınmıştır.)
Havada
bulut ve sis bir örtü olsada, dün geç, daha geç olmadan yarın, davranın; Güneş ve aydınlıktır bulut-üstümüzün, yazma ve anlama zamanı bugün! Havada balık solumaz-insansa suda, ateş yanmaz havasız, akmaz su yataksız-topraksız. Düşünmeye başlayan olur insan, Eğer ki sen okuduğunu anlarsan! Havada nefes ses olur, duyulur. yaza-söyleye-gide çümleler kurulur, harf ve kelimeler ile bile-bile ve göre başlar beyin anlatılanı anlatmaya, solur sonsuza dek asla yitmez-bitmez ki bellek, yeterki sen düşünerek anlarsan başlamaya; „Biz,(*) Havada bir korku, bu baskı, bu yalan edim ve düşüncelerimizi bağlayan; Hepsi yalnızca şaşırtma ve aldatmaca yeterki sen yarın geç olmadan düşünmeye başlarsan; İnanın bulanık suda balık avlayanın, döner rüzgarı yarın. ters yönden eser ve korku salan yolcuyu’da bu rüzgar çeker-alır gider, eğer sen başlarsan anlamaya. (*) Yana yatık/içeri dizeler Dingil Bey 7 şiirinden alıntıdır. Giden bir yolcuya yazılan EY YOLCU! Şiir dizim; Sayın Necmettin Halil Doğan’a ait olan DUR YOLCU!(=Asıl adı BİR YOLCUYA olan) şiiriyle uzaktan-yakından hiçbir ilişkisi yoktur. Güncel olması nedeniyle yinede okumanızı öneririm. |