Secde-i Sehivsiz Namaz Kılamaz Oldum
Secde-i Sehivsiz Namaz Kılamaz Oldum
Mehmet Akif Ersoy Ali Ulvi Kurucu / Hatıralar – 2 kitabından / Sayfa: 113, 114 (1940 – 1946 Yıllarında Kahire’de Ezher’de talebe iken) Mustafa Sabri Efendi (Şeyhülislam) ile Akif Bey’in şiir ve şairliği hakkında da çok sohbetlerimiz oldu (Kahire’de). Akif Bey’e hayrandı ve onun kalemine çok güveniyordu. Defalarca şöyle demişti: O Çanakkale yazılır şey mi? O ne kudret-i kalemiyye, o ne akıcı üslûp, o ne heyecan! Sonra o tükürün diye başlayan mısralar. O sakin insan nasıl onları yazabilmiş... Efendim, Akif Bey’in hem kudret-i şairanesini hem zevk-i şi’rîsini isbat eden çok yerler var. Mesela, Ahiret Yolu şiirinde “musalla taşı”na hitaben yazdığı kıt’alar vardır. Orada bir kelime var. Yıllarca, o kelime beni deli divane etti. Bu keli-meyi ancak Akif gibi bir şair koyabilirdi: Senin en son serîrindir şu bî-pervâ uzanmış taş Bu mısradaki “bî-pervâ” kelimesi... Be Allah’ın kulu, bu kelimeyi nasıl buldun, nasıl buraya böyle koydun. Mezarlıkta cenaze namazı kılınmak için tabutun üzerine konulduğu taş, musalla. Uzun bir taş serîr gibi, yatak gibi, taht gibi uzun, uzanmış... Ama bî-pervâ hiçbir şeye aldırmıyor, sere serpe uzanmış... Bir tarafta mezarlar, cenazeler, ağlayanlar... Bunların önünde, arasında bî-pervâ uzanmış bir taş... İnsanların, üzerine, cansız olarak son defa uzandıkları yer. Bir Hilâl Uğruna Ya, Çanakkale’deki, Bir hilâl uğruna yâ Rab, ne güneşler batıyor! Bu nasıl söylenir? Bu ne demek yahu? Bu ilham... insanı vecde getirir, deli divane eder. Ben yıllarca bunun tesiri altında kaldım... Mustafa Sabri Efendi böyle söyleyince, sordum: “Efendim bunları Akif Bey’e de söylediniz mi?” “Aaa, kaç kere! Mütevazi insan. Ben şiirlerini medhederken utanır, terler, mendiliyle alnını silerdi...” Şaşırmadan Namaz Kılamıyorum Mustafa Sabri Efendi’nin oğlu İbrahim Sabri Bey de Akif Bey’i çok sever ve hürmet ederdi. “Şair-i Azamımız” derdi. Bir şekilde, Akif Bey’e o da, Türkiye’de yapılanları, kalemiyle neden tenkit etmediğine dair merakını ihsas edince, Akif Bey’in şöyle dediğini nakletmişti: “İbrahim Bey, ben yalan söylemem; Allah’ım şahiddir, yemin de etmem... Yeminim olsun ki, mecalim kalmadı; kendimi toparlayamıyorum. Bu yapılanlar bana çok ağır geldi. Perişanlığımın derecesini size şöyle anlatayım: Secde-i sehivsiz namaz kılamaz oldum. Yahu namazda dalıp gidiyorum. Zihnim öyle perişan...” |
Ülkemizin en değerli,
En ünlü Edebiyatçısının
hazin sonu.
ÜLKEMİZDE
BİR ŞAİRE NE KADAR DEĞER VERİLDİĞİNİN GÖSTERGESİDİR.
Ya derisini yüzeriz,ya hapse atarız,ya iftiralar atarız.
Ya da AKİF gibi yaparız.
Bir garip ülkeyiz.
Kur'anı canlıya değil ölüye okuyan.
Kıymetli Şairim,Değerli Hocam.
2022 senesinin tüm insanlıga ve
şahsınıza hayrlar getirmesini,
Yüce Rabbimden diler,Şiir tadında,
Sağlıklı huzurlu bir yaşam dilerim.
Yeni yılda Nice duygu dolu,
Hayat veren dizeleriniz olsun.
........Selamlar Sevgiler.
resulcivcik tarafından 12/30/2021 11:44:56 PM zamanında düzenlenmiştir.