Bir Ferhûnde YârYıllarca aradım, ben leylen nehâr Bir cân-ı mahbûbe, bir ferhûnde yâr Kader bana yazmış, sabr u intizâr Beyhûde gezmişim, ben diyâr diyâr Muradım Konyaydı, düştüm hanyaya Mahzûn umutlarım küstü dünyaya Dert ortağı bir can bulmak ne mümkün Cümle dostlar göçmüş dâr-ı ukbâya Hayâtı nevbahar devrân sanmışım İrem bağlarında seyrân sanmışım Kader ağlarına a’mâ gözlerim Elvân-ı eşcâra hayrân kalmışım Bir ömür bekledim, bir kalbî selâm Bir güftâr-ı şîrîn, bir müşfik kelâm Son durağa üç beş nefes kalmışken Neden bunca velvâl, ma’lûmu i’lâm İdris Esen, Ekim, 2024, Erenköy leylen nehâr: gece gündüz cân-ı mahbube: sevilen can Ferhûnde: mutlu, uğurlu sabr u intizâr: sabır ve bekleme dâr-ı ukbâ: âhiret Elvân-ı eşcâr: rengârenk ağaçlar güftâr-ı şîrîn: tatlı/hoş söz velvâl: ağlayıp inleme ma’lûmu i’lâm: bilineni ilan etme |
Ağlatır inletir ne gazeller ne hicazlar ne arabeksler dinletir.
Yapacak bir şey yok . Sevda ateşine düşüp de yanmadan yaralanmadan kurtulan var mı hiç?
Tebrik ediyorum . Güzel bir şiir okudum kaleminizden.
Selam ve Saygılarımla.