Hicran bulutlarında yağan yağmurlar.
Güneşi beklerken sararan beklediğim sabahlar.
Beni lal bırakan hain yürekli ahlar.
Baharın yaza döndüğü,
anıların akıp gittiği zamanlar..

Gökyüzünü ve denizi kaplamış safirler
yeryüzünü sarmış donatmış zümrütler.
Sürgülü kalplerden bir daha gönle alınmayanlar.
Hiç bir şey olmamış gibi yüzsüzlük yapanlar
Geçiyor zaman geride bıraktığı acı ve ağıtlar.


Zaman götürüyor beni kendime.
Üzüntülerim, kızgınlığım aslında geçmişle.
Öfkem yavaş yavaş azalıyor geçen mevsimlerle....
Bir dolu kırgınlığımda olsa yüzümdeki çizgilerde.
Yorulup kalkacağım yine
hayatın acımasız pençesinden.
Umutlarım açacak biliyorum yeniden
Yeni bir şeyler söylemek için geç değil
İnan ve nefeslen...

Haber gönder tutuklu, yakmış olduğun diyarlardan.
Yaşadığın kırılmış hayatın rüyalarından.
Yalnız kalmanın ne olduğunu inzivaya çekilen hirandan.
Sorduğun soruların cevaplarını alaca yarınların miladından.
Zamandan geriye kalan sadece duvarların arasında sıkışmış kalan pişmanlıklardan.
Sessizce yürürsen bir gece yorgun adımlarla ıslak kaldırımlardan.
En güzel melodileri hisset yağmur damlalarının sırrından.
Yıldızlar inerde birer birer toprağa parlaklığından
Doldursun her hücreni yağmur damlaları senden zamanla ayrılmadan.....


Meryem KARAPINAR