ŞİİRİN YOLCULUĞUŞiirin hikayesini görmek için tıklayın ‘’nelere göğüs germişiz görelim bir bir bedeli ödenmiş midir şafağın, bilelim yaşamak yeni acılara sürgün etse de bizi Hayatımız göründüğü kadar basit değil ama anlaşılmaz gibi de değil öyle çoğunu unuttuk belki şimdiden belki bitti birtakım bekleyişler umutlar da bitti bir zaman, sevgiler de ama unutmayalım zulüm de biter hayatımızda…’’(Alıntı) ertelenmiş bir günün öğretisi idi zaman tastamam işaretlediğim bir çetele öykündüğümden öte ötelediğim nefsi ve karanlığı mevsimi yoktu solgun gönlümün miadı dolmuş bir şiire idi yolculuğumun bekasında tanıdık bir sima aşkı kürediğim gecikmiş bir intikam belki de gözlerimi alamadığım bir mizansen içimde çapraz duygular adeta hububatı ömrün dik yakalı bir şehir surlarına serili binlerce şiir serseri tayfası yüreğin salkım saçak duygulardan arda kalan sonsuz hece kekeleyen evren kalıbını basan şeytan ve nice muamma saklı adeta satırların arasına başımı yasladığım bir yoksunluk tüten gözlerimin önünde kayıp bir ceset ve çığlık işte şüheda mazinin efkarı çatlayan isyankarın ar damarı sancılı söylemler sekantında saklı bir asır ifşa ettiğim ne çok sır en çok da sırra kadem basan mutluluğun tokası takılı aklıma saçlarım ne örgülü ne dalgalı taradığım kadar yalnızlığı tevafuk eseri bu şiirin yolculuğu tevekkül yüklü gönül ikliminde saklı olsa olsa aşkın firarı bir dolduruş bir söylem bir sunum köpüren denizin saltanatı elbet sonlanmadan ömür sarılı kalacak her sihir en çok da aşkın endamı yakışan şaire yakışık almayan bir rüzgar olsa da yazılmayanı tefe tutan dizede saklı ihbar ettiğinden de öte sancılı bir geçiş gecenin firarı gönlün de yarına dokunan endamlı yalnızlığı haznesinde saklı gizi en çok da iade-i itibarı şairin sevdalı mizacı |