KERVAN
bir kervana katılmış gidiyor ,
aklımdan geçenler . buruk bir sevinçle hemde . öz vatanından ayrılıyor artık kelimeler . adımları feryat figandır penceremde . su , elbet bir yolunu bulacak ya ardından döküveriyor kalem, mürekkebine doyumsuz bir şekilde . ve pür dikkat dinliyor , beyazına kara leke bulaşan tüm kağıtlar . öyle ise , kulak verin bu kervanın götürdüklerine . kulak verin aklımın yitirdiklerine . . . su , kıvrılıyor avucumun çorak topraklarında . toprak , kavruluyor parmak uçlarımda . anımsayamadığım bir hikaye duyarcasına , elim kulağımda , bekliyorum öyle ulu orta yerde . bir fısıltı . şiddeti gittikçe artıyor . ve ben iyice kapatıyorum kulaklarımı ellerimle . duymak istiyorum ısrarla . yetmiyor ve gözlerim kapanıyor o esnada ... duru bir sessizlik . duru bir güzellik . ... duyduğum ve gördüğüm inkara meylederken su tekrar kıvrılıyor , bu defa yanaklarımdan . toprak ,rahmini açıyor sonra . saçıyor saçlarını dört tarafa . ve ben hala ulu orta bir yerdeyken bir gül bitiveriyor avuçlarımda . dikenlerini umursamadan sürünüyorum yüzüme . sürünüyor ve yürüyorum pencereme . sabahın ilk ışıklarında karanlığıma dönüyorum tekrar . ve bir kervan daha uğurluyorum . kan çanağı gözlerim . sağır kulaklarım ve kenetlenmiş ellerim . umarım kervan ulaşır , ulaşması gereken yerlere , ve umarım , su gibi bende yolumu bulurum kaybolduğum yerlerde . ben , yoldan çıkmış bir avare . münh rif a |