Killi Gönlünün Çini UstasıyımEjdadımdır Karahanlılar Ananevi sanatımdır sırlı sevmek Klasikti gönül sarayın Killi topraktı iç duvarı Pergelle çizdiğim Nilüfer desenlerinin içine El emeği göz nuru duygularımın Oksitinden bir göl döküyordum Pişirince Kütahya çinisinden bir seramik bahar Her gün demir atıyordu turkuaz duvarına Ben silis tozunu bol bol yutarken Ateşle yaralamışım ela gözlü ceylanı İniltisi gürlüyor Şimşekleri toprağa şiir dağlıyordu Yetersiz beslenen imgeleri Rüzgar dört nala götürüyor Yağmur altında yuları ıslanıp Süvarisine tepik atan mısralar Çamurun içinde şaha kalkıyordu Bir serçe cam arkasından cik diyecekken İmla kuralları sus işareti yapıyor Baykuşlar kafiyelerin ucunda Bir birine sataşıyordu Redifler el ele tutuşup köprü kuruyor Ateş topu dizeler Nehrin üstünden içime taarruz ediyordu Ben her nakaratta Kozanın içinden çıkan tırtıllı hecelerin Kelebek gibi etrafımda uçmasını beklerken Gün görmemiş nefret söylemleri Truva şiirden kıta kıta çıkıp bronzlaşıyordu Böylece meslek hastalığına gebe olan emeğimin Nur topu gibi bir evladı Ciğerimden erken doğuyordu Belli ki bu nefes darlığı El bebek gül bebek Çini ustası ölene kadar her gün büyüyecek Gözüm açık gitmeden Gel sen kelebekli bir şiir yaz |
Harika/sınız her zamanki gibi..
Tebrikler yürek sesinize. Sonsuz saygılar...