Aşkın Anotomisi
Birden çıkıyor karşınıza,
Tanışmak için fırsat kolluyorsunuz ve bir süre sonra tanışıyorsunuz. Sonra; Çay, kahve faslına geçiyorsunuz. Fallar cabası tabii, falında aşk çıkıyor, seviniyorsunuz. Acaba bu aşk bizim mi? Diyorsunuz içinizden. Kalbinizde heyecan tufanı, Göğsünüzü delecek gibi atıyor, her atışını duyuyorsunuz. Saatlerce süren telefon konuşmaları, Mesajlaşmalar derken ondan habersiz onu sevmeye başlıyorsunuz. Siz daha acaba o da beni seviyor mu diye düşünürken, Farkında olmadan âşık oluyorsunuz. Sıradan olmayan özlemler geliyor hemen ardından, Kuraklıktan çatlamış toprağın yağmuru beklemesi gibi, aramasını bekliyorsunuz. Sesini her duyduğunuzda heyecanlanıyorsunuz, Bu heyecan bir gün bu kalbe ağır gelir diye korkuyorsunuz. Onun da sizi sevdiğini anlamak çok sürmüyor tabii, Yağmurlar altında el ele gezmeler, Ayaklarınız her bir sokağı, her bir caddeyi adım adım arşınlamaya başlıyor. Öpüşmeler başlıyor, dudaklarının tadı dudaklarınızdan, Teninin kokusu teninizden gitmesin diye yıkamak bile istemiyorsunuz. Çocuk gibi hissediyorsunuz kendinizi, mutluluktan kelebek gibi süzülüyorsunuz gökyüzünde. En saf, en temiz duygular besliyorsunuz ona. Ona ondan habersiz hayaller kurup yıkıyorsunuz. Her gece yıldızlara anlatıyorsunuz onu, Senden daha güzel kokuyor o diye papatyalara anlatıyorsunuz. Yabancı gibi davranmaya başlıyor size, Her bir mesajdaki uzaklık, içinizi acıtıyor. Aşkından yanıyorsunuz, o bunu görmüyor. Siz aramazsanız o aramamaya, sormamaya başlıyor. Deli divane oluyorsunuz aşkından, Onu düşünmekten yemeden içmeden kesiliyorsunuz. Her bir anınızda o, yemekte o, İşte o, uyurken o, gezerken o, Yanınızda olmasa bile her anınız onu düşünerek geçmeye başlıyor. Kendinizi unutuyorsunuz, Çünkü; aklınız, kalbiniz, hatta her bir zerreniz sadece ona ait olmaya başlıyor. Ona ’’her şeyinizle’’ bağlanıyorsunuz. Sonunu düşünmüyorsunuz, ya giderse? Bu hiç aklınızda olmuyor. Çünkü bunu düşünecek kadar sürmüyor bu mutluluk. Bir gün tamiri imkansız bir halde paramparça edip gidiyor kalbinizi. O başka biriyle kelebek gibi süzülmeye başlarken gökyüzünde, Sizin yüreğiniz kurak topraklar gibi çatlamaya başlıyor, Her bir parçası ayrılık rüzgarında savruluyor. Sonbaharla birlikte solan papatyalar gibi solmaya başlıyorsunuz. Sonra ’’ her şeyini’’ kaybeden sadece siz oluyorsunuz. |
Sağlıcakla şair