Yüzü Gülen Bir EylülŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Üstadım, yol ışığım canım babam... Önce sana, sonra takvimlerde ‘ya hep Eylül’se’ diyerek unuttuğum ayı işaretleyen Eylül babaya... Baba, Yüzü gülen bir Eylül için Ağustos’tan dikildim kapına Söylesene, Hep bu kadar can mı yakar gümüş tırpanı zamanın Yelkovan kurtarmaya gelmez mi akrebin iğnesinden? Hiç yıkamaz mı sonbahar ellerini? Ondan mı kahve/sarıdır düşleri? Yoksa ben hep yüreği isli adamlara adadım da kendimi Aklanamıyor muyum kaderimin huzurunda Sen ondan mı dönmüyorsun geri? Baba, Düşmüyor Eylül’ün yaprakları Takvimler sancıda Ve hala senden bir haber yok posta kutumda Her gün yeni bir yalanla oyalanıyor, Seni hiç unutmuyorum Eylül ozan ayıdır, Şair sol döşünde nöbetçidir derdin, Hatırlıyorum... Baba, Yüzü gülen bir Eylül için Ağustos’tan dikildim kapına Sen şair adamsın Söylesene, Dikilsem Eylül’ün başına Görür müyüm seni bir kez daha Gökte şiir yazarken tek başına... Kime sorsan bir parça hüzün düşer Eylülden Ben unutuldukça yüzüm düşüyor Bırak kalsın, Üzerimi örtme baba! Kime yansam, hazan Kalbim üşüyor... Baba, Yüzü gülen bir Eylül için Ağustos’dan dikildim kapına Umut yolla bana, umut! En çok o iyi geliyor yaralarıma... Fısılda kulağıma yine eskilerden Bak, Kızının da kaderi seninkinden Ne yaşasak şiir oluyor... Elif SEZGİN |
yerini hak etmiş bir şiir,
neler kaçırmışım. ama biliyorum ki hüzün içinde bulacağım Elif şiirlerinde kendimi.
hüzne bulandım ve bir parça gözyaşı.
tebrikler canım...