Gün ile Gece'nin Hikayesi
Akşamın karanlık yüzü
aslında masumiyetini kaybetmiş dünyanın utancının simgesidir. dünya günün bu yarısında insanoğlunun günahlarına ev sahipliği yaptığı için yüzünü hicap içinde güneşten çevirir, çünkü; ezelden beri aşık olduğu güneş her zaman ak bir alınla salınır, güzelliğiyle ve saflığıyla etrafında hayranlık uyandırır ve sanki hiçbir zaman kirlenmeyecek bir ilk öpücük gibi evrenin merkezinde huzurla ve güvenle dururken nurdan ve hayat kaynağı saf ışıktan başka hiçbir şeyi evinde barındırmaz. Dünyanın bu aşkı karşılıksız değildir, aralarındaki onca mesafeye rağmen ezelden beri deli divane bir pervane olan bu mavi gözlü kavruk tenli genç aşığa ebediyen sadık kalacağına ant içmiş ve diğer hiçbir pervaneye dünyaya bahşettiği hayat öpücüğünü kondurmamıştır. Dünya karanlıklık yüzünü göstermemek için utanarak başını güneşten çevirir... ama, bilmez ki güneş her şeyin farkındadır. Bir kere dönüp güneşin gözlerine baksa her şeyi anlayacaktır oysa … gel gör ki dünya içine düştüğü karanlıktan utanarak gözlerine bile bakamaz veda ederken. Güneş mavi gözlü sevdiği içine düştüğü yalnızlığa ve karanlığa daha fazla batmasın ev sahipliği yaptığı canlılardan bir umut ışığı arayanlara yol göstersin diye yakın dostu bilge ay ve onun öğrencilerinden ricada bulunur işte bunun için günahlardan bunalan ve umut arayan herkesin ışığı ay ve yıldızlardır. Dünyanın insanoğlu dışındaki tüm sakinlerinin onun ev sahipliğinden ve adaletinden memnun olduklarını bildiği için insanoğlunun tüm günahlarına ev sahipliği yapmasını görmezden gelir ve bir ışık demeti ile ona dokunarak uzaklardan aşkına seslenir … içini titreten bu sesi her duyduğunda, dünya kendini tutamaz ve o kadim ışığa yüzünü döner ve böylece yeryüzünde tüm mahlukata ve nebatata gün ’Merhaba ’ der. ibrahim gümüş 03/04/2008 istanbul gezi |
KALEMİNİZ DAİM OLSUN