söylesene serçe parmağım ayrılık mı var kanatlarında…
kan ile doğan sabahın sevabına yazılıyor ellerin
hep bir yer de kalmış benliğin sitemlerine inat süzülüyorum koynuna ölümden beter dilsizliğin sükut yanında oğlan çocuğu gibi biraz buruk biraz ürkek ama meyilli gözleri cinnet ya bana şükret ya da senden et yol kenarlarında bıraktığın tel tel hüznün avuçlarımda lavanta kokun hep başka baharlarda söylesene serçe parmağım ayrılık mı var kanatlarında bakışların gözlerinden daha güzel ve sen bunu bilmiyorsun ya işte bu daha da güzel saklanmış kuytulukların dipsizliğinde buluşuyor seninle yalnızlığımız ürkek bir sabahın gündüzle kavgası neşelendiriyor düşlerimizi usulünde baş kaldırıyor isyanların isyanların bir nedamet aşkın bana bir melanet söylesene serçe parmağım hangimizin ki ihanet tutsak şehirlerin bıraktığı yerdesin gelinsiz köylerin uçkurunda düğümleniyorum sensiz şikayetlerim sulanıyor eşiklerin adım-sızlığında adım adım uçuyoruz başkalarının kanatlarında hayretlerin ünlemsiz bir nefes şimdi bana konduğun dallar ihbar edecek seni ve sen bunu bilmiyorsun ya haydi şimdi başla yolculuğa söylesene serçe parmağım hangi ağlaklar var kanatlarında… alicengizoyunu (serçe de benim, parmak da benim, kanat da benim, oyun da benim… ya uçarım, ya konarım… ama kanadımı kendim kırarım…) |
ve sen bunu bilmiyorsun ya
işte bu daha da güzel
saklanmış kuytulukların
dipsizliğinde buluşuyor seninle yalnızlığımız
ürkek bir sabahın
gündüzle kavgası neşelendiriyor düşlerimizi
usulünde baş kaldırıyor isyanların
isyanların bir nedamet
aşkın bana bir melanet
söylesene serçe parmağım
hangimizin ki ihanet
yüreğinize sağlık
saygılarımla
hilal.