Anneciğim
anneciğim dün düşümde gördüm seni yine
ben her dünki düşümde özlüyorum seni deli deli atıyor kalbim Anneciğim sahi hayat ne ilginçmiş dediğin gibi insanlar neden yaşar, neden uçar gider bulutlar evet, hala kulaklarımda küpedir sözlerin iyi olunki, iyilik yeşersin etrafınızda Anne! bana kızma ama ben kötü olmak istiyorum ne bileyim, işte bazen kötü olmayı özlüyorum sensizlikte çünkü iyi de olamadım Anne! neden cesetler sensizlik olur ki, neden yaşamak kadar sevmek isteriz ben büyümeyecektim hani, hani hep yaşım küçük kalacaktı buydu istediğim çok mu? ama Anneciğim sen var oldukça ben yıkılmam, dualarına adımı kattıkça yaş aldıkça, avuçların göğe bakıyor yine dudakların sessizlikten de öte akıyor geceye beyaz saçların tektük dökülmüş alnına Anneciğim,canım anneciğim neden ağladın sahi geçen telefonda titrekti sesin,buğulanmıştı uzaktaki nefesin bilmiyorum Anne! hergün kıyametler kopuyor yüreğimde kah özlediğimde, kah hüzünlerimde gidersem unutursun diye de korkmuyorum artık sessizliğe de adını koydum bugünlerde dizlerine başımı koymayalı ne de uzun zaman geçti pamuk ellerin değmesin içimdeki kıyamete değmesin anne sözlerin özlemden öteyse bugünlerde kırılganlığım üzerimde tavandaki miyop lekelere ellerini benzetiyorum Anne öyle yumuşak ve nemlilerki,tıpkı göz yaşların gibi hele yağmur yağdığında anne, şimşekler çaktığında içim her burkulduğunda tavandan uzanır yanıma ellerin uzaklardan gelebilseydi sözlerin sarılırdın bana yalnızlığımdan da öte kesme kalıp sözler, yaş odun parçaları sanki ne yanıyor anne, ne işe yarıyor tıpkı sana özlem gibi, tıpkı sende kendim gibi ne yalan söyleleyim Anne! koca adam oldum amma korkar oldum birgün gideceğinden,cennetteki yerini kıskanır oldum ayaklarının altına her yer değdiğinde titredi evrenim, ben anne ne yana dönsem sana çarpıyorum kendimi kaybettiğimde sana soruyorum akıbetim bir şairin akıbetine benzemesin diye sen gitmeden gitmeden yazmak istiyorum yasını tutarken değil,yaşadığını bilirken yazmak istiyorum yeryüzünde koca kainat büyüklüğünde bir deprem yaşamadan melekler gelmeden Anne! melekler gelmeden ben sana doyasıya sarılmak istiyorum kollarında şefket dilencisiyim ben her anne bir kainattır her annesizlik buğulu bir bahar akşamıdır diyor tavandaki leke bende,her Anne diye seslendiğimde,sessizliğimde çığlık çığlığa kaldığım kabuslu gecelerde düştüğümde, bazen aşağılara yükseldiğimde özledim seni hep, çok özledim bazen yağmurlarda bazen gücenmişliğimde ruhum geziyor Anne kıtaları, beni sevdiğinde avuçların her titrediğinde, beyaz tülbentinden parlayan yüzünde benimle yalnızlığımı paylaş Anneciğim ne o ağlıyor musun yanına geliyorum diye sen gitmeden dünyalar dursun dünyalar avunsun Anne! dönüyorum diye...! İlyas Han Şahin |