hayat için bir umut
rüyaya yattım ve fravunla uyandım
ben sapan taşını küçümserdim önceleri aynalar muhtaçken gözlerimi kaçırdığım boşluğa semahta körelttim nefsimin hicap duyduğu şadırvanları kumsala yol açmak için cesetlerin topladım dar sokaklardan birden yitiveren övünçle yaşlanmayı öğrendim. esnaflar tüccarlar kare şeklinde konutların odalarında ıssızlığı içiyorlardı bürolarında vakit maaşıyla eğlenen eşraf reis buyurduğunda hazır bekletiliyordu şans kadehleri bunları anladım atı mahmuzlama sanatını sivasta açlık kokan kafelerde bira yuvarlayan adamlar tam gençliğin ortasında akıl hastalığı faciası kaçtıkça sessizlikten nöbetindeydim sarhoşların narasının kusmuklarla uyanan beyoğlu leş gibi kokardı sabahları kaçamaklar ihanetler kırık bir kadehin boşalması gibi ağza herhangi bir şairin gençliğini tüketmek gibi devrimcilik ilerleyen saatlerde kabına sığmayan delişmenlerin huyu alkol için yaşlanan fahişelerin suratlarından akan riya gibi karanlığın şarkısını dinlerdim genç kızları düşünüp düşünüp düşünüp kaldırımlarda yıkılmaya hazır bir inatla nedim demirbaş |