*Gidiş...içe zemheri dolduğunda buz kesilir ayazında salkım saçak donar dalda çiçek soğukta yakar fena halde bilirim dağlanmış gibi olur yürek kızgın demirle keser teni rüzgar kanar sızarak inceden ince çizgileri belirir her yanımızda yılların damarlar dolanır süratle gövdemizde benzerliğinde soğuk yılanın yaş aldıkça gençliğimizden durulur asi kanımız sonra her birimiz bakmışız yaşayan mumya olmuşuz özgürüzdür esarete mahkumiyetin uhdesinde aslında isyanlarda yanmalardayız kim demiş her derdin çaresi olduğunu çeken bilir kederini hele birde merhemi yoksa kalmamışsa çaresi boş dönmüşse uzanan elleri dost kapısından katmerlenir iç acısı kapkara bulutlar geçer de içinden boşalamaz bir sağnak olup taşarken öfke sellerce yüreğinden sağırlaşır ateşe sürdüğü cezve kahvesi köpüksüzdür alamayınca tadını kırk yılın geçer ferah içmelerden kırılmışsa gönlü bir kez değmeyecek olana boyun eğmez hiçbir şey söylemeden demeden tek kelime veda bile etmez alır başını geçer her şeyden çeker gider ardına bile bakmaz ... *kiraz çiçeği* Gönül Ersin |