Sen
Tepeden tırnağa ’Sen’ iken
sensizliğe mahkûm olmak sevgimin bedeli... (Zamanın çıkrığında eğirdiğim ve ilmek ilmek ördüğüm hayatımda benden ’Seni’ çıkarınca geriye kalan kimsesizliğim sessizliğim sensiz eksiğim...) Tamamlanmak tam anlamak ve sevginle hemhal olmaktı oysa dileğim... Bugünün işi değil bu kolay bir iş değil bu devrin sevdası değil yaşadığımız anladım öğrendim kabullendim... Ben sana doğru yürürken koşarken ve hatta bir kuş gibi sevdalı sevdalı uçarken umutla aşkla sabırla yürürken sana doğru telaşlarında tökezleyip engellerine takılıp düşüp kan revan yara bere içinde kaldı dizlerim sızısını ciğerimde hissederim... Anladım! Kavuşmak bugünün işi değil Bu dünya bize göre değil anladım... Kavuşmak dediğin de iki bedenin yan yana olması iki damla gözyaşı değil! Gözlerinin yeşiline dört mevsimi sığdırmak demek kavuşmak ilkbahar ışıltısını görmek derinliğinde yeşilinin... Susmak Sessizce sevmek Ve sınırsızca beklemek Ve dahi hep umut etmek... Tepeden tırnağa ’Sen’ iken sensizliğin mahkumiyetinde umudumu kelepçeleyip yollarına kulağım adımlarının sesinde sessizce ve kimsesizce... |