BEN BİR SOKAK LAMBASIYIM...Unutulmuş düşlerin yalancısıyım. Ah, ben isli bir sokak lambasıyım Beklediğim her an o köşe başında Kimse dönecek köşeden İçimde köçekler oynar da oynar sevincinden. Lades dediğim her gece yandığımda Âşık olup da karşı apartmandaki kıza Her kar yağdığında Nasıl da üşürüm Düşer kırıklarım gövdemden Düşün düşün sönmek de bilmem. Unutulmuşluğum Gayri meşru da değil özüm ve ruhum Uyutulmuşluğumsa yalan. Bir görevim var benim: Aydınlatmaksa dünyayı ve sokağı Ah, ne mukaddes bir unvan. Hüzün geçidinde unutulmuş ışıklardan değilim Ben İstanbul’un göbeğinde asil bir şehir neferiyim. Muhalif olduğumsa karanlık ve mum ışığı Aydınlığıma müteşekkir Adeta ruhu olan bir kul gibiyim Kölesi olduğum yalnızlığın Feri sönse de içimdekinin Dışımda bekleyenlere sözlerim. Sunumu yangın Sürümü yorgun Surunda saklı hüzün ve ruhun Afrası tafrası bitmek bilmez. Bir methiye gibi dizerim ışıkları İnce ince dokurum da okurum da gecenin saltanatı bitmez. Ulemasıyım göğün Uhrevi bir ışık olsaydım keşke Nur olup da yağsaydım perde perde Nazenindir gövdem ve kırılgan ve ince Hele ki uykum gelip de açamazken gözlerimi Lakin beklerler beni saatinde gitmeliyim Bekletmem de sevdiğim kızı Kara gözlerinde pırıltılar asla dinmez. Efkârım. Nazenin varlığım. Ucu yanık mı yoksa yazdığım mektupların? Ne fark eder ki? Ben çoktan yanmışım Çoktan yakmışım da ışığı Yana yana ereceğim de bir gün hidayete. Ne canlıyım ne cansız Meali belki de bir ikaz Her lambanın da ışığı özel ve kendine. Beklerim tüm sevdiklerimi ışığımın gölgesine. |