AH, FERİHA...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın ‘’hişt hişt sen misin benim feriha yorgun saati söyler misin çok var sabaha neden sordun…’’(Alıntı) Sözcükler, Feriha… Her biri zanlı ve inilti yüklü. Ah, mezarım Feriha: Hani sökemediğim köküm Uğurlu saygım ve rengim Hazan mahsulü bir türküyüm ben En yanığından Hecelerim asla değil işveli Belki azıcık nankör fazlasıyla sevdalı. Mağdur yüreğin, Feriha Meczup varlığım Yana yakıla sevdiğim ömür tezgâhım… Ah, üzerine serildiğim elbet mavinin Her tonu Tanısı yok kimi zaman duyguların Tınısı da yok gözyaşlarımın Ve içine saklandığım Nisan tasım. Ah, nasıl da tasasızsın, Feriha Bense tasa yüklü ve yasa bildiğim başkaldırı Lacivert ruhum Turuncu hırkam Sefil yürekte saklı binlerce ferman. Hangi mıntıkada saklısın söyle, Feriha? Adının baş harfine uydum ve fena sevdim seni. Kaybolduğumun da resmi Az evvel tutuşan saçların ve duygularım İşte bir bardak dolusu suya yazdım ben bu şiiri Bilemediğim yazgım göz kırparken uzaklardan Yazdıklarıma nokta koymak mı yoksa? Ah, Feriha: mümkün olsa keşke. Mühimmat yüklü benliğim Elimse tetikte Ve işte ilk ve son kurşunu da sıktım mı kaleme… Yoksa bana sıkılan kurşun muydun Feriha? Tıknefes bulutlarda saklı fermanım İçime estiğim kadar şahlanan bir rüzgârım Adımda saklı bir tebessüm Gözlerimse yıldız yıldız. Tereddüt dahi etmeden sevmedim mi hem seni? Kaykılan varlığım Kandırıldığım bir çocuk gibi Kanadığım yetmedi mi Feriha? Ah, bilirim ne de mahcupsun sen Bense meczup bir ferman Diklenen yapraklarım Lakin en sevdiğim illa ki dikenlerim: Ah, bir de diken diken etmezler mi yapraklarımı? Hani nerede ise kaktüse dönüşecek meramım Elbet sadece Allah katında saklı. Şimdi rafine ediyorum günü ve ömrü Raf ömrü tükenen bir şiire yol alırken, Feriha… Hem severken almadım da iznini Hani olur da aklına gelirsem Bir virgül koysa son dizeye Yoksa kaçar uykularım Ne de olsa diz dizeyim bu aralar Acılarımda saklı kelamı kaleme almazsam eğer… Gerisini boş ver. Bir ara gelir eklerim adını ve kendimi şiire Şimdilik elimden ve yüreğimden gelen bu İdare et artık. |
İşte bir bardak dolusu suya yazdım ben bu şiiri
Bilemediğim yazgım göz kırparken uzaklardan
Yazdıklarıma nokta koymak mı yoksa?
Şiirler aslında bizim ruh dünyamızı gösteren fotoğraf ve resimler gibidir. Aklımızın fikrimizin ve her düşüncemizi anlatırlar. Olmuş bir şiir ve şairin dizilerinden bir parmak izi misali nerde görseniz anlarsınız. Sizinde yazdıklarınızın bir karakteri oluşmuş sizin yazdığınızı isminizi görmeden anlamak mümkün üstadem.
Tebrik ve takdir ediyorum
Saygılarımla