SehavetTorun torba sahibi Sehavet’in iki kız iki erkek torunundan Bir torba ses geliyor koşa koşa geliyorlar bana doğru Sonra kendisi geliyor Gözlerim kapaklarını biraz zorluyor Eye liner’m uzuyor çinli cinli bakıyorum müdireyi görünce kalem eteğine zor sığdırdığı dolma kalem baldırlı Sehavet’in yüzünde dominant bir ifade her zamanki gibi elemanlarına ekstra işler yüklemişliği ile geriniyor Kamelyada Kelimelerin kabzasından tutup namlu ucunu dokundurur gibi konuşuyor Efeler gibi Pazartesi sendromu suçlusu müdirenin Kontürsüz kaşlarında terazi eşitsizliği Eşit olmayan kefeler gibi Biri Mobbing diğeri ehven İki kaş arası ast üst ilişkisi uçtan uca şifreli Sonra Sehavet gidiyor sularımdan gemiler gibi Oh diyorum.. Yok yok kaliteli kumaşdan biçimli seni böylede seviyorum Ruhunda iyi taşıdığı portatif bir acı var.. Yine ılımanlı ılımansız gel limana Buz gibi konuş benimle Eritirim ben seni sevişimle maviye bakıyorum ardından başımı kaldırıp Her zaman olan mavi değil mi bu Bugün daha başka Karşımda servi Geceleri dal dal yükseliyor mu ne Çıkma kat babında Kuşlar konmuş rufuna Manzara tam karşılarında Ucsuz bucaksız deniz Hayale dalmış şehir Havada parfüm kokusu Mordan başlıyor kırmızıya doğru dalga boyu .. |
Her renk kalem eteğim vardı.Şaka maka kadınsıydı yaa..
Parfüm kokusu ilginçti ama..:)
Seviyorum sizlerin şiirlerini.
Parfümsüz de yaşayamam ekmek gibi desem.
Sevgilerimle yazsın hep kalemin.