DengbêjimDinle dengbêjim Sana dökülen dilsiz ezgileri manâsına kaybolmuşluğum bir kalem dilsizliği Damlar içimin küllenmemiş sevdasına // s u s k u n u m // Üşümüş yüreğin Karanlığına geldim Öp kalbimin gözlerinden. Şimdi Söyle dengbêjim söyle Yanık yaralı sesinden Mülteci şiir gözlerinden "gül narê" türküsünü Sensizliğimin yalnızlığına d’ o k u n s u n a ş k Dikişleri tutmuyor sancılarımın Nasırlaşan yüreğim küskün bir çocuk taşır Sus mısralarımın meramında Tenine ilikleyip sevdanın koyu lehçesini Devrik imgelerin yönsüz pusulasında illegal düşler peydahlıyorum Müptelası olduğum gözlerine kırbaçlanıyor ruhum. G i t m e Kalbimin rüzgârına alacalıyım Bir güneş düşün ki Göklerin vaat edilmeyen cenneti Gri gölgelerde, sevdaya mavi düşlerimiz Küllerim sevda yangınından doğar Ruhumun musallasında semalar devrilir. V a k i t Ölüm yolculukları Karanlık menzillerin arafında Mahşerin senfonisinde yıkılıyor şehir. Bir devrim bir ben vuruluyor Hayatın kahpe kurşununda Gömün Alacalı sûbyan mezarlığına Acziyetimin Kıblegâhında Melekler yas tutar dünyanın döngüsünde Yakamoz gözlerimin semâsında fırtına Ki yağsa mutluluk gökten ne fayda Eksilen sol yanım Ben, anasıyım ezelden elemlerin Örtün üstüme ahraz yangınları Kanayan yanlarımdan tutuşsun küllerim Bu gece Bir avuç yakamoz serpip üzerine günahlarımın Bir nefes ölüm üfledim rengine şarabın.! İçimde bir şehir yıkılıyor Şimdi gelsen kalbimin aşk kıblegahını tavaf eder kuşlar Gizem |