BİR DİLEK TUT
BİR DİLEK TUT
Alaca karanlığa ay çöktüğü zaman Bir dilek tut Islanmış duvarlara çörekkenmiş ağırlığını alıp destanlara yükle. Gariban kırık yanlızlığını İfritlere fısılda. taş merdivenlerde sabrın eridiğini görürsün Yüzüne bakan kaderin öfkesi kükrer Sarnıçlara gölgen düşer, oysa sen aydan öte bir şeysin Barınamazsın, eşkiya nağmelerinde kulakların çınlar. Kimbilir kaç kişilik sofralarda kesilmiş cezan Ne olurdu güneşi görsen gurup vakti Sabahın serinliği dağıtsa saçlarını Aç kurtlara meze olursa umutların Bir kaya dibinde söner son bekleyişin. Gözlerinde hangi sevdanın izleri durur Belliki katran dökülen her ışığın çaresizliğini haykırır zaman. Günahlarınla yaşadığına değil Sevaplarınla öldüğüne şükret Sürgün yaşanmışlığın tek vesikası Ölüm ferman’a asılan çengel gibi sert Benim gidişim sana yar değil duruşum gökten bir şimşek Haykırsan ne olur, Önünde kambur yatmış yağmur taneciği ıslaklığın gözlerinden gönlüne aktığı zaman Gök gürlemesinin son çıpınışı olur. Baharın ve bilki dilsiz yüreğinin avazına benzer Bir şiir oku Bir dilek tut Alaca karanlığa ay çöktüğü zaman |