İtiraz
Çünkü bilemeyiz, nereye esiyordu bu rüzgar
Başakların boynu bükülürken Saatler alıp götürüyordu çocukları Aklın almadığı bir hızla döndürüyordu çarkını zaman Yaşamak mı dersin Bilemeyiz Hangi derinlikti bizi boğan Bir bilmecenin içinde ölüm korkusuyla endişeliydi insan Duvarda bir saat Namaz vakitlerine hiç ayarlanmamış İhmal mi o yoksa ilgisizlik mi Bilemeyiz Tutunduğumuz dal kuru Bizi öldürecek olan ok değil zehir Çünkü herkesin içinde biraz saklıdır ölüm Buruktur baktığımız resimler Bizi kendimize getirecek olan o şey Artık bizimle ölmekte Bilebilir miydim İçimde saklı olan şey neyin parçaları Nasıl da ağzıma bal çalmış bu dünya Çözülüyor yıllar Ve anlaşılıyor Dorukların ağaçlara benzemesi Ve hala hatırımda büyümüş olan çocuklar Çocuklar Tarlada gözeye eğilen kana kana su içen çocuklar Nasıl da kızardı sobanın üstünde pişirdiğim patateslere anam Yemek yerken şöyle bir ayağını uzatarak otururdu babam Süpürge çöpleri ile kurcalardı dişlerini abim O da yoksa yontardı cebinde ki çakıyla sofra kapağının kenarından Anımsıyorum şimdi ellerim neden acıyor Oturuyorum kimsesiz bir evin saçak altında Dargın ve kaygılı Nasıl bir hüzünle deşiyorum geceyi Rüzgar alıp götürüyor beni Adımlarım ağır başlı derin ve düşünceli Biri yürüyor şimdi Belki diri Belki ölü İhtiras değil itiraz Ömer Altıntaş |
Ne çok şeye hem de...
Saygılar