Annem ve Çocukları
“Anneme -kucağına sığındığım bir çocuk sevinciyle-“
“Biri kız üçü erkek Gözlerinden deniz Saçlarından güneş fışkıran çocuklarım var benim; Acı ve yokluklarla gıdım gıdım emzirdiğim…” Yüreğinde kırılan fay hatları Yüreğinde enkaz Yüzünde kıvrım kıvrım dolanan depremlerin derin çatlak izleri Gözlerinde eski yağmurlardan kalma ıslak bir hüzün Acılardan beslenen -alaysı- bir gülümseme Ve inadına yaşamak… İnadına daha fazla gülebilmek arzusu… “ah! Gün görmemişliğim-iz-” “ ah! Yaşayamadıklarım-ız ah!- ” dedi aynanın karşısına geçip Aynaya baktı; bir ömrü yeniden doğup doğup yeniden yaşar gibi Gözlerini kapayıp açtı; hızla geçen bir zaman gibi Korkmuş gibi… Yalnız gibi… Ezilmiş… Yorulmuş… Üşümüş gibi… Karanlığı başından def eden güneşin ışığına -eskiyen bir çocuk gülüşüyle- yasladı gözlerini; Işığına, sıcağına, rengine hayran kalarak… Ağlar gibi/ güler gibi Yüreğinde küllenen çocuksu bir aşka yeniden yanar gibi Haykırıp haykırıp susar gibi Hüzünle eşeleyip, gözyaşıyla harladı yüreğinin o sonsuz ateşini… İçini döker gibi/ eksik kalan bir gülüşü yüzüne işler gibi Uçar gibi/ konar gibi Dudağında bir sürü bir sürü gülüş kuşları Ağaran bir ömrü tel tel örer gibi -usulca- dokundu saçlarına Gelir gibi… Gider gibi… Çocukluğunu özler gibi Neye benzediğine Yılların kanırta kanırta kendinden söküp aldıklarına Silip silip attıklarına baktı -nasıl, hala yaşadığına şaşıp kalarak- Göçük altından ışığa çıkan madenci gibi Ciğeri patlarcasına derin bir nefes aldı; Neye benzediğine odaklandı yeniden -karar kıldı- Ve ilk kez konuşur gibi/ güler gibi/ sever gibi/ öper gibi Ve Nazım’ın hiç söylenmemiş olan O en güzel sözünü bulmuş gibi-büyük bir sevinçle- “Çocuklar anne/ babalarına benzer… Ben çocuklarıma benzedim” dedi annem Gururlanarak… Mayıs 2019 |