BEN KUDÜS, MECİDİ AKSAYIM.
Yanarken Kudüs kutlayamam kimsenin
Kusura bakmasın, Bayramını Ramazanın. İftar vaktidir, ayalardan Ramazan Tam da minarelerden yükselmişken ezan, Secdeye vardılar alınlar o an. Bilindik şey, kıyamet değil kopan Kudüs sokakları yine toz, yine duman. Çöllere yağan kar değil, Yağmur değil sel olan. Geceleri kurşun yağar üzerime kâfirin, Şimşekler yerine havanda toplar Kudüs sokakları yine kan kokar. Korku sarmış dört bir yanı nicedir, Kesilmeyen anaların ağıtları incedir. Yüzyıllardır dinmedi çilem bir anlık Geleceğim belli değil, önüm karanlık… İçim zifiri zindan; Yanım, yörem, ruhum kapkaranlık… Yüreğim bir yanar dağ kadar sıcak Küllenmiş ateş gibi yanar içerim. Akmayan ırmak oldu damarlarımda kan Göllerde kokuşmuş sular içerim. Ey Kudüs, senden nasıl vazgeçerim? Ben Kudüs, Mescidi Aksayım Garibim bir başıma ortasında çölün. Duyan mı oldu sesini çocukların, Heba oldu geçen yılların… Yaşları çok küçük, ortasında kaldı ateşin. Kızlarım var, oğullarım evvel Allah; Durmasını bildiler bir sapan ile zulme karşı. Korkmam billahi kurşunundan düşmanın Leblebi taneleri bilir, geçerim. Lakin gavur bir olmuş ben yalnız, Yetmez artık gücüm. Ben Kudüs, Mescidi Aksayım, İlahi; Senden budur dileğim. Yoldaşlarım gelmez, yandaşlarım sessiz Kuru bir dua ile durma yanımda Ey gaflete düşmüş ümmet!.. Durmaz gavur kurşunu bitmez, Senin yanındayım demekle yetmez. Yine bildik oyun, tanıdık aynı ses Geçmiş karşısına televizyonların seyreder herkes. Ey yorganına bürünmüş ümmet!.. Uyan uykusundan gafletin, merhamet et. Bir ağaç kesildi diye isyana duranlar, Varlığım bir ağaca değmez mi? Elbette kıymeti var ağacın, Bir kesilirse yerine bin dikilmez mi? Hangi kör düğüm bağlandı çözülmüyor, Düştüğü yerden; İslami ülkeler meydanlarda görünmüyor, Ben Kudüs, Mescidi Aksayım, Oysa ben halen ayaktayım. Müslümanların ilk kıblesiyim, İslam’ın kalbiyim. Anladın mı şimdi yüce davayı? Öyle ki, unuttum yıllardır ağlamayı. Dün Selahaddin’i Eyyubiler varken başım dimdik, Kesif sisler içinde yürürdüm. Bu gün Kudüs sokaklarında yüreklerimiz ezik Çocuklarım; kızlarım, oğullarım yenik. Hani, bağrı yanık yiğitlerdir var olan; “Ağlarsa anam ağlar” diye. Var mı senden başka halime ağlayan, Sen kaldın bir tek Türkiye… Suriye’de iç savaş var, Ürdün desen kendi derine düşmüş. Eski Libya olsaydı hani!... Lakin yenisi küsmüş. Irak halen Şii – Sünni şerrinde aklanamıyor Suudi’nin gözleri harama doymuyor. Ya, Mısır!.. Yolunu şaşırmış rüzgâr misali Yalpalanır bir o yana, bir bu yana kelli. Anlamadım neden sessizdir İran? Bir sen varsın Türkiye; yaralarımı saran. Ben Kudüs, Mescidi Aksayım yörem ıssız. Kalmışım bir başıma sahipsiz. Sakin durulmaz onca zamandır Kan kusarken çocuklarım, kimsesiz… Ümmet hareketsiz. Miraca çıktığı gece ümmetin başı, Halen saklarım koynumda bastığı taşı. Bin huşu ile alınlar değerken secdeye Bir nazlı hilalin raksı düştü geceye. Yıldızlar şahit olsun, havada şahadet parmağım Ve son nefesim; bismillah La ilahe illallah… 12 Mayıs 2021 Mehmet AKIN |