Bengisuyumsun
Dışım koyu kahverengi
İçimdeki alevi ölçemedi dereceler Yağmur sayıklayan toprağımı Uyandırdı gözlerinin gökgürültüsü Önce kırk ikindinle ıslandı Göğe değen dağlarımın başı Taradın kıvırcık ormanlarımı Dokundun bana tel tel Sonra Sağanağın yıkadı yüzü kirlenmiş gençliğimi Sen geldin diye çıkardım Babaannemin sandığından Çiçeklerine naftalin sinmiş ilkbaharı Birbirine cilve yapan kuşları serptim üstüne Sevincimden dökülen buğday taneleri tanıştırdı Gariban serçeyle beni Efkarlı bağlarımdan Salkım salkım sarı şiirlerim olgunlaştı Duygularım sayfa sayfa pekmez oldu Türkü söyleyen ben düştü elmalarıma Uçurtmanın kuyruğunda can eriklerim Kıraçtaki çıplak yaralarıma Yeşil elbiseler diktim Düşlerim sek sek oynuyor üstünde Gördün işte bengisuyumsun Göklerden sökülüp aşağı dökülmezse gülücüklerin Nefesini tutan bir kıracım Ela gözlü kumral bulutum Sakın gitme üzerimden Yağmasanda Gölgende biraz nemlensin alevim bari |
Sonsuz selam ve saygılarımla.