HAZİRANşarkılarına yabancı olduğum bir meyhanede bıraktım hüznümü kanayan yerlerimi gizlemiyorum artık size karanlıklardan kurtardığım renkler getirdim çığlıkların değmediği sesler... bakmayın öyle sebepsiz değil hiçbir şey bakmayın yoldan çıkmayacağım ama dört duvar yalnızlığında azaldım hepinize uzun uzun sarılacağım bir bilseniz sürekli susmak istedi canım sakıncalı ve yasadışı kalabalıklardan yorgun , argın evime dönmüş gibi sessizlikler kurguladım sonra hiçbir ışığın sızamayacağı huzurlu karanlıklarda bir parça ölmek istedim hep... suçlarımı sevmeye başladığım gün bıraktım pişmanlıklarımı her utanç da bir anlam buldum hatırladım ve unuttum kötülük ellerimde kırıldı gitti siz anılarımın ortakları üstüm başım gurbet döndüm işte bu kasaba sabahında yaşamı yeni mi anlayacağım yoksa yeniden mi doğacağım? bakmayın öyle boşuna değil hiçbir şey bakmayın çıldırmayacağım ama on senedir kahkahalarım birikti boşaldım boşalacağım... arka mahallede postacıların bilmediği bir evde bıraktım öfkemi size renksiz bir geceden büyük şehir öyküleri getirdim sevişirken ayrılan kül bir beden... ertelenmişliğin kıyısından yüzümde yarım bir haziran döndüm işte çocukların diline düşmemek için en sakat yerlerimden başladım kendimi onarmaya... siz de öyle yapın bir parça da yaşamak var unutmayın.... Eser sahiplerine destek: www.youtube.com/c/G%C3%B6n%C3%BClDa%C4%9F%C4%B1TRT/playlists www.youtube.com/watch?v=v70yl_QqcS0 |
Her şiirinin altı ayrı bir gölge iç ferahlatan. Gir şiirin dallarının altına, kapat gözlerini sonra dinle doya doya.
Sonra irkil kendine gel ve kafanda başka bir dünyada uyanıp yoluna devam et...
Harika...