Açlıkİki yüzlü umutlarla Güne uyandı Göz yaşlarıyla yıkandı Kirden kaskatı kesilmişti saçları Elleri gözleri kir pas Utandı İçindeki o kırgın O kızgın Ve o yenilmiş sese Kulak verdi Bir hüzün hissetti... Yaşamının kıyısındaydı Düşsüzlük ıssızlık ve özlem Hayatı anakaradan ayrılmış bir ada Caddeleri, sokakları; Soluksuz Ağaçlar insanlar ve gökyüzü, Marazi Yüzünde derin bir kaygı Üzerinde açlık yağmuru Korkuyordu kaybetmekten Bu şehirde bu sokakta bu caddede Bir sokak köpeği gibi ölmekten Gönlünün tabanına çöktü Çamurlu yoksulluk Adına açlık denilen çakal Koca ağzını açarak, Bekledi Etrafına garip bir umutla baktı Kimseyi inandıramadı yıkımına Bir çöp tenekesinin yanına yığıldı Tortop oldu Kırgın, kızgın, öfkeli ve yenik Yıldızlara susayan gönlü Açlığın mihrabindan düşerken Gözlerindeki ateş söndü Kalabalık seslerle inleyen bu caddede Ardında kaldı Altın bir kafes Ardında kaldı İnleyen bir ses ... |
Nicelerine.
Sonsuz selam ve saygılarımla