ZAMAN VE ZAMANZaman içinde Eridi ömrüm Aklar içinde tek tük kaldı Siyah saçım Düşüncelerim firardan döndü Adımlarım tanıdık sokaklarda Sokaklar tanır adımlarımin sesini Özlemlerimi gömdüm Sevinçlerimi hatta hayallerimi Bir avuç toprak döktüm üzerine Sesim soluğum dingin bir nehir Dipsiz bucaksız engin bir deniz Hiç bir öfkeye dil uzatmadan Hiç bir öfkenin gözlerine bakmadan Yaşıyorum sesiz sedasız Kösem belli yerim belli Kavrulup dursa da ömrüm Canim çekilse azaptan içeri Zaman içinde yendim kendimi Yaktım geçmişe dair her şeyi Deliligimi kaldırdım rafa Bir daha indirmemek üzere Dünyamı sakladım yüreğimde Kapattım tüm kapıları Astım cussemi askilara Yeryüzü benden uzak Toprak benden uzak Ayaklarım yere basmıyor Hayata dair kısıtlı nefes Dilim kenetlenmiş söz kelam demez Gözlerim kapalı Kimseleri görmez Yüreğim durgun mateminde Sensizlik yüreğimin Tam orta yerinde Bir yaparak döşer sararmış halde Bir umut düşer nefese hasret Kelebek ömrü saatini bekler Kinayeli sözler taşlara değer Vakit tan vaktine vardığı an Buz gibi su kaynadığı an Karadan kumaş ak olunca Çiviler tabuta cakildigi an Cansız bedene Fatiha değdiği vakit Sela da adım okununca Ruhum ebedi özgürlüğüne Ödülü olacak Ya cehennem ya cennet Kim bilir belki de oradada Rotami kaybederim Ya mukafatim olur bir çukur Yada kör bir zebani Susuyorum Zamana inat Susuyorum Geçen zamana inat Susuyorum tövbelerin inadına Susuyorum hayata dair... |