KİRAZ AĞACI (16)
Düşündünmü hiç
bahçemdeki sadık bacım, -cinsel organları hariç- kadın olduğunu her ağacın? Sonbaharda solsada, kışın yapraksız kalsada, "Tek ve Hür" Bilir, görür, düşünür; Eşdeş’iyle bir olur, yılmaz her yıl doğrulur. bakar doğaya çıplak, „bir Orman gibi“olarak Niyemi yazdım bunları sana Kiraz Ağacı’m, hele dinle, bak anlatayım; Eksi 20 derece soğuk idi 2021 şubat başı, ama ay sonunda 20 derece sıcak güneşi yaşadık Almanya’da, hemde kışta ve iki hafta içinde tomurcuklanmaya başladık! Bu „Kıssadan Hisse“ den hiç birşey anlamadıysan, şimdi istersen ne demek istediğimi daha iyi açıklayım Kiraz Ağacı’m; Düşüne-gide gezen Derviş’in biri -diyelimki ben- niçin-neyi-nerede aradığını bilmeden gelip-oturmuş bahçesindeki Kiraz Ağacı’nın gölgesine. Mevsimde yazmış, Sırtını dost gövdesine dayamış, dalda bir kiraz görmüş uzanıp almış onu, ama bakmış kiraz kurtlu, kurdu ve çekirdeği çıkarmış koymuş yere, yeni bir fidan bitsin diye. Kurt bakmış bir Derviş’e, birde çimeni yakan güneşe ve başlamış bilgeye akıl vermeye bir asalak olarak; „ Sen ve ben olmasaydık salmazdı bu ağaç dal-budak, dallara kiraz basmazdı, paylaşamazdık meyvayı. Tükürmeseydin çekirdeği yere, bulamazdın bir gün sırtını dayanılacak gövde, gölgesinde korunulacak. Yok etseydin beni, ezerek yada ilaçla, ne kuş kalırdı benden yararlanacak, nede toprağa yuva yapacak karınca. Çekirdeği koymasaydın toprağa, yeşermezdi yaprak, açmazdı çiçek, döllenmezdi meyva. Sonra arı karışmış lafa ve şöyle devam etmiş söze; „ Taşımazdı ayaklarım tozu çiçekten çiçeğe, kendi çıkarıma yapmak için peteğimde balı. döllenmezdi meyva toplamasaydım Nektar’ı, sürmezdi bu bereket, bu güzellik, bu tad Doğanın ve hepimizin başarısı olarak! Derviş oturduğu yerden kalkmış, bir arıya, bir ağaca, birde kurda bakmış „ Haklısınız!“ demiş hayran, kaybettiği yolu bulmuş inan. Ben döndüğünce dilim bildiğimi söyledim, anlatmaya çalıştım derdimi sana Kiraz Ağacı’m. 6 ay boyu hiç şiir yazmadım. Orman ve ağacın anlam ve yaşam olarak bir kadın olduğunu anladım. internette dost ve bilgi toplayarak İstanbul Sözleşmesi‘ni öğrendim; Namus diye, kin diye, onur diye, din diye her gün ülkemde 3 kadını toprağa verdim. Altın madeni, mermer ocağı, rant ve politika uğruna kesilen ağaçlar, yakılan ormanlar gördüm, her ağacın dalında, her kadının bağrında bilki birlikte öldüm. Sen bilge, sen sorumlu kimse; Ana, bacı, kız yada delikanlı ise adın; Ağaçın, ormanın ve kadının eşit yaşam hakkını sen erkek desteklemen gerek; „Sorunlar vardır Kiraz Ağacım(*) (*) KİRAZ AĞACI 14 Şiirinden alıntıdır. Yana yatık italik satırlar usta Şair Nazım Hikmet’e aittir. |