tekrarlanmakhuzursuzlaşıyor kent yalnızlık saatinde artık ruhumda söylenecek sözler de kalmadı biriktirdiğim acılar kadar unutmayı da öğrendim bugün her şeyi herkes gibi bir vaktim var biliyorum ve güneşi sardım tenime avuçlarımda kokusu iki dağ arası sanki yankılanan bu suskunluk ve karanlığımı örtmeye and içmiş gibi *** tam da ağlayıp rahatlayacağın o anda bir boşlukta bulmak kendini ellerin topraklara bulanmış başını çevirdiğindeyse bir mezar taşı iki dağ arasında sanki bu yutkunuşum bu kayboluşum zaten şehir çoktan kaybetmiş havasını soluduğum her şey taptaze bir yara ancak bu bedeni diri tutan bir umut var bilindik masallardan daha gerçekçi kılınan |