BİR ÇAKIL TAŞI DA BİZ OLALIM
Elbistan’ın tarihi, çok eski zamana dayanır,
Tarihi, Geç Hitit Dönemi’ne kadar uzanır. Bizans ve Abbasiler arasında el değiştirir, Elbistan, Selçuklular tarafından ele geçirilir. Haçlı Seferleri, dur durak demeden devam eder, Her seferde; maddi, manevi zararlar vererek gider. Osmanlı, Selçuklu hâkimiyetinde uzun süre kalır, I. Selim, döneminde Osmanlı Devleti himayesine alır. Elbistan, günümüze dek Türk toprağı olarak kalmıştır. Türkler için kültürel ve özel bir yere sahip olmuştur. Yirmi dört Oğuz boyunun tamamı bu ilçemizdedir, Türk tarihin en eski değişmez tapusu elimizdedir. Onlarca farklı medeniyete ev sahipliği eder, Burada yaşayanlar, birbirlerini candan sever. Elbistan, ova, yayla, dağlık bölgelerden oluşur, Ceyhan Nehri ile bereketli topraklara kavuşur. Nurhak Dağları, yöreye güzellikler katar, Gönüllerimiz, Güneydoğu Toroslar’da yatar. Şehrin tarihi mekânları köklü bir geçmişe dayanır, Höyükler açısından bir hayli zenginliğe boyanır. Tilhöyüğü, Karahüyük, İzkaftil, Gavurviran Höyüğü, Taşlı, Ozan, Malap, Karaelbistan höyüklerin en büyüğü… Elbistan’ın meşhuru; Kız Kalesi ve Şerefli Kalesidir, Elbistan’ın geçmişe seslenen, en duyarlı yüksek sesidir. Türbeler, hanlar, hamamlar durmadan ziyaret edilir. Buradan tarihin derinliklerine, hep sessizce gidilir. Elbistan’daki tarihi camiler, oldukça eski bir dokudur. Ulu Cami, Çarşı Atik Cami en önemli tarihsel kokudur. Her iki camiyi, Alaüddevle Bozkurt Bey yaptırmıştır, Selçuklu döneminde, Müslümanlara ibadete açtırmıştır. Şehirde, Selçuk Hamamı, Dulkadirli Sarayı vardır, Himmet Baba geçmiş tarihte yaşamış bir evliyadır. Uzun Çarşı, Ulu Cami’den merkeze kadar uzar gider, Kalaycı esnaflara kadar herkese çeşitli hizmetler eder. Şimdi kültürel zenginliği ile Osmanlı çarşısını andırır. Uzun Çarşı’nın sunduğu ürünler, gönülleri barındırır. Kapalı Çarşı, bakır, tekstil ürünleri ile ön plana çıkar. Elbistan’ın milli ve tarihi dokusunu korumaya bakar. Kapalı Çarşı ve Ulu Cami’den Uzun Çarşı’ya gidilir, Çarşıda, yöreye ait el sanatları durmadan icra edilir. Yemek kültürünü Osmanlı, Selçuklu mutfağından alır, Yemeklerini tadanların, tadı damaklarında süresiz kalır. Mutfağında yüzlerce farklı yöresel lezzeti barındırır, Çemenini yedi mi gribin kafasını, süresiz bulandırır. İnsanları birbirlerini candan, gönülden hep severler, Misafirlerini, el üstünde tutup saygıyla hep överler. Şehri bir kez ziyaret eden bir daha ziyaret etmek ister, Şehrin ziyaretine daldıkça tarihin derinliklerine gider. Gelin kardeşlerim! Bir olalım, ten olalım, can olalım, Elbistan’ın tarihi dokusuna, bir çakıl taşı da biz olalım… 13.01.2021 Yozgat Dost kalemlerden ŞİİR’e ve ŞAİR’e -3 Ziyaretim dosta vefa Sen Şairi kutluyorum Rahat yaşa sürüp sefa Ben Şairi kutluyorum Selâm verip girdim söze Sahih hisler düşmüş öze Kalem çekmiş vurgu göze Can Şairi kutluyorum Ne güzel tok Şiir ama Serçe olup kondum cama Düşürmesin Rabbim gama Han Şairi kutluyorum Türkiye’dir bizim Ülke Seksen bir il dolu ilçe Anlat bana Köyün külçe Kan Şairi kutluyorum Yüreğimiz aynı bizim Cümle hece yazı çizim Mustafa Kemal’dir izim Gen Şairi kutluyorum Yaradan var kulu bizi Kötüler var dizi dizi İyinliğin geçmez izi Şan Şairi kutluyorum Şükür ile zihni toksa İçinde hiç haset yoksa Merhamet’le şefkât çoksa Yün Şairi kutluyorum Aşk şarabın iç fark etmez Doğruyu kul geç fark etmez Bayan Erkek hiç fark etmez Dön Şairi kutluyorum Edebiyat kolum benim Yunus Emre solum benim Mevlâna’dır dolum benim Yen Şairi kutluyorum Gönül torbam naif kalem Verme Mevlâm cana elem Dost düşman kim bende bilem Yön Şairi kutluyorum Bekliyorum çay içmeye Ekliyorum pay biçmeye Doğru kalır his geçmeye Tan Şairi kutluyorum Resul yazdı Allah için Bu kalemi vermiş niçin? Lisanı Aşk olan seçin Çan Şairi kutluyorum .......13.02.2021 Resul Civcik Kavuşmak son bahar ayrılık sa yaz yaz Elbistan bunu bir kenara yaz Bir gün gelir belki birleşir yollar Hoşça kal şardağı elveda ceyhan tahmini haziran 1989 Türkü Diyarı |