NE BİLSİN ANNE
Yıkılmaz sanılan dağlar misali;
Çökmeyen ne bilsin halimi Anne… Hakkın kapısına varıp dizini; Bükmeyen ne bilsin halimi Anne… Anneyi, babayı, can yoldaşını; Soğuk topraklara koyup başını; Bir mezar taşına döküp yaşını; Bakmayan ne bilsin halimi Anne… Yalnızlık sararken köşe-bucağı; Nasıl aranmaz ki yârin kucağı; Yanmaya tövbeli sönmüş ocağı; Yakmayan ne bilsin halimi Anne… Gidenim çok oldu, sitem mi, haşa; Yüklendim gözümden dökülen yaşa; Kıyamet koparıp, dünya’yı başa; Yıkmayan ne bilsin halimi Anne… Elbet solacaktır bu hayat gülü; Susacak her canın vaktinde dili; “Hakkını Helal Et” diyen bir eli; Sıkmayan ne bilsin halimi Anne… Eksilmiş bir yanın sabahlarından; Tövbesiz girdiğin günahlarından; Kararmış gecenin siyahlarından; Bıkmayan ne bilsin halimi Anne… Düşürdüm gölgemi dert karasına; Gözümden düşecek kan pahasına; Paslanmış çiviyi can yarasına; Çakmayan ne bilsin halimi Anne… İçimde bir bebe hergün ağlarken; Kırık kanatları sabrım bağlarken; Ciğer kalanını, gece dağlarken; Sökmeyen ne bilsin halimi Anne… Alıştım yüzümün her çizgisine; Şükredip bahtımın her yazgısına; Hıçkırık makamı dert ezgisine; Akmayan ne bilsin halimi Anne… Işıklar küserken penceresinden; Kurtulmak ne mümkün cenderesinden; Her yanı karanlık bak, hücresinden; Çıkmayan ne bilsin halimi Anne… Hayatla bağımı kestirme sakın; Yüklensin sabrıma hep akın akın; Mutluluk bir nefes ötesi yakın; Çekmeyen ne bilsin halimi Anne… Hayat başkomutan ben emir eri; Gayretim bitirmek kalan seferi; Bir parça yüreğe paslı hançeri; Sokmayan ne bilsin halimi Anne… Onunla kayboldu veda korkusu; Onunla can buldu sevda duygusu; Başıma taç oldu sevgi, saygısı; Takmayan ne bilsin halimi Anne… Kenarda beklettim gülü, laleyi; Aşkıyla doldurdum her bir köşeyi; Yaralı kalbime mor menekşeyi; Dikmeyen ne bilsin halimi Anne… Kederle selamı, sabahı kestim; Resmini kalbimin şehrine astım; Bir tutam tuz oldu yarama bastım; Ekmeyen ne bilsin halimi Anne… Ali ALTINLI – 05.02.2021 Saat: 23:14 |