NE ZAMAN BİLEMEDİM
Hicazdan konuşurken, dertlerimiz, tasamız;
Yetmişlik az diyorsan, yüzlük yetmez mi bize… Tövbeler sahilinde kurulurken masamız; Neşet baba söylerde efkâr katmaz mı bize… Sızlayan gözyaşıdır, ağlayan gözlerimde; İnleyen namelerim, kan döker sözlerimde; Bunca yılın kahrı var, gölgesiz yüzlerimde; Talihim merhametli bir zar atmaz mı bize… Hançerimin ucunda gezer hicran yarası; Kalmadı yüreğimin cebinde beş parası; Parmak ucunda gezer efkârımın karası; Beyaz günler söz verip yemin etmez mi bize… Baharıma yol vermez gönüldeki sonbahar; Doğacak sabah bile gecelerden hilekâr; Her makamı ayrı dert her sözünde intihar; Dinlediğim şarkılar neşe satmaz mı bize… Kederim nikâhına şahit tutar her gamı; Parçalanmış yürekte son kalan umut camı; Dillerde dolaşırken bir sarhoş serencamı; Kimsesiz sokaklarda kimse çatmaz mı bize… Sanki bana göz kırptı mutluluk safındaki; Yara, bere, kan revan perişan harfindeki; Pulundan haberi yok yazının zarfındaki; Adresi tarif etsem posta gitmez mi bize… Ali ALTINLI – 2609.2024 Saat: 12:15 |
Tebriklerimle.