ISLANAN MEZAR TAŞI
İki nisandan beri şu mezarda babam var;
Gittiği günden sonra ne köyüm ne obam var; Aklınızda bulunsun Bakırköy’de odam var; Tükenmedi, tükenmez, gözlerimin bu yaşı; Geldiğimi görür mü, ıslanan mezar taşı… Rabbim eksik etmesin hanenize ışıktır; Helal lokma yediren sofranızda kaşıktır; Her bütün emin olun parçasına âşıktır; Üstünde neler yazar, Fatiha çeker başı; Öldüğümü görür mü, ıslanan mezar taşı… Kuzu olup ardından yıllarca meleyen ben; Hasreti toprak toprak sabırla eleyen ben; Yokluğunu her vakit yürekte beleyen ben; Şimdilerde anama, gardaşıma çok sevdiği o aşı; Böldüğümü görür mü, ıslanan mezar taşı… Verdiğim sözlerinden çıktığımı gördün mü? Emanetin baştacı, yıktığımı gördün mü? Sana doğru gelmekten bıktığımı gördün mü? Hasret dediğimiz nedir ölümün can adaşı; Bildiğimi görür mü, ıslanan mezar taşı… Sanki uykuya dalsam, başımda duruyorsun; “Ben geldim evlat” diye kapıya vuruyorsun; Bilirim her rüyamda mutlaka soruyorsun; Nasıl olur Ey Babam bir yetimin gardaşı; Sildiğimi görür mü, ıslanan mezar taşı… Her okunan salâyı önce ben duyuyorsam; “Er kişi niyetine” sözüne uyuyorsam; “Âmin” deyip elimi, cebime koyuyorsam; Söyle nasıl çatılmaz yetiminin şu kaşı; Güldüğümü görür mü, ıslanan mezar taşı… Ali ALTINLI – 08.02.2021 Saat: 20:19 |
ahh babalar ahh