MUHTARIM
Cep delik cepken delik, aldığımız yetmiyor;
Bizim eller hiç sorma, kalmadı tarla, tarım; Maruzatım çok büyük anlat anlat bitmiyor; Kime yazsam dilekçem geri döndü muhtarım… Yahu yapma dedikçe; ne dil kaldı ne akıl; Değişti tavırları, değişti tümden şekil; Bizim oğlan büyüdü, evlendirdik geçen yıl; İş işten geçti amma o da yandı muhtarım… Talihimiz temelden bahtıma küskün diyor; Vermedi bahçe, bağlar bu sene ürün diyor; Yağsız bulgur pilavı geçmiyor öğün diyor; Garip turşu suyuna, ekmek bandı muhtarım… Kimbilir kimler bilir gönüldeki tasayı; Biz nereden biliriz, dolarları, borsayı; Eline alıp durma eğri – büğrü maşayı; Karıştırma boşuna ocak söndü muhtarım… Mutluluğun zarfını, önünde açar deme; Elbet talih seni de gün gelir seçer deme; Boşuna tamam deyip namazım kaçar deme; Bizim köyün imamı seni andı muhtarım… Aklıma geldi birden hey gidi günlerim hey; Makama şöyle baktım, onlar öz de biz üvey; Adres verip yolladın, asık surat kalem bey; Yüzüme boş boş baktı deli sandı muhtarım… Ali ALTINLI – 21.11.2024 Saat: 15:47 |