Duvarların dışındayım ama hür değilim, Umudum bu değil. Esrarlı bir gece ansızın efkarlanıp masalarda nara değil, Sensizlik ve sessizlik, Teninin soğukluğu, İnsanların kokusu, tutkunun çoğulu Umudum bu değil.
Aşığım galiba sana hürriyet, Tek sevdam sensin benim, Soludukça boğuluyorum, Düşündükçe çıkmazlarım artıyor. Duyumsuyorum özlemişliğimi çözümün, Deviriyorum kağıttan bi kule gibi düşüncelerimi, Duyguları yok sayıyorum ussumda.
Şimdi bi balık gibi nehrin içindeyim, Sonu merak edip gamlanmaktayım. Sen hürriyet, insan ayırır olmuşsun, Bi kağıt parçasına alınır olmuşsun, Kirli sevdam benim, kokuşmuşsun, Her ağızdan salgılanır olmuşsun, Sen hürriyet…
Şimdi yaşanmış olduğunu biliyorum, Duyuyor ve görüyorum, Savaşarak kazanılansın ama, Barışla elde edilensin. Sen hürriyet, bizleri peşinden sürükleyen, Esrarın ve kağıt parçalarının dumanında terk eden.
Sen hürriyet, Kokusuz, tatsız, renksiz Ama bi yaşamı doyuracak kadar lezzetlisin,
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Sen Hürriyet şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Sen Hürriyet şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Merhaba Şairim, Senin o ağdalı hüznün tüm şiirlerine siniyor... Duvarların dışında özgür olunamayacağı gibi, mapusta da özgür olunabilyor... yaşamın diyalektiği işte! içerde hesapsız paylaşım, hatırı sayılır dostluk, karşılıklı dayanışma vardır, sigaranın dumanı bi farklı tüter, çayın demi bir başkadır, ve dillerden özgürlük şarkısı hiç düşmez, en çok özgürlüğü orada anlarsın, dışarı çıktığında oradaki dünyayı özlersin... ey Özgürlük! Harika dizelerdi Şairim, biraz geçmişe duyulan özlemde gezdirdin beni, sağol! Tümden Emeğine sağlık. Dostçakal. Müjdat Eraslan.
İnadına özgürlük ve sevda şiirleri..Ne güzel ne hoş özgürlük şiir konusu olmuş.Teşekkürler ve de tebrikler.
HÜRRİYETE DOĞRU
Gün doğmadan, Deniz daha bembeyazken çıkacaksın yola. Kürekleri tutmanın şehveti avuçlarında, içinde bir iş görmenin saadeti, Gideceksin; Gideceksin ırıpların çalkantısında. Balıklar çıkacak yoluna, karşıcı; Sevineceksin. Ağları silkeledikçe Deniz gelecek eline pul pul; Ruhları sustuğu vakit martıların, Kayalıklardaki mezarlarında, Birden, Bir kıyamettir kopacak ufuklarda. Denizkızları mı dersin, kuşlar mı dersin; Bayramlar seyranlar mı dersin, şenlikler cümbüşler mi? Gelin alayları, teller, duvaklar, donanmalar mı? Heeeey! Ne duruyorsun be, at kendini denize; Geride bekliyenin varmış, aldırma; Görmüyor musun, her yanda hürriyet; Yelken ol, kürek ol, dümen ol, balık ol, su ol; Git gidebildiğin yere.
Senin o ağdalı hüznün tüm şiirlerine siniyor...
Duvarların dışında özgür olunamayacağı gibi,
mapusta da özgür olunabilyor... yaşamın diyalektiği işte!
içerde hesapsız paylaşım, hatırı sayılır dostluk, karşılıklı
dayanışma vardır, sigaranın dumanı bi farklı tüter, çayın demi
bir başkadır, ve dillerden özgürlük şarkısı hiç düşmez, en çok özgürlüğü
orada anlarsın, dışarı çıktığında oradaki dünyayı özlersin... ey Özgürlük!
Harika dizelerdi Şairim, biraz geçmişe duyulan özlemde gezdirdin beni, sağol!
Tümden Emeğine sağlık.
Dostçakal.
Müjdat Eraslan.