Yolun TeniYol teninden ayrılıyordu yırtılasıya. Gözyaşı, kas ve kemiklerini çatırdıyordu üzerine hayatımı yerleştirdiğim iskeletin. Titreyen sesimin doğumunda korkuyla kanat çırparak yükselen serçeler öpüyordu güneşi. Karanlık sarılıyordu tenime, sisin gizemli parmaklarıyla. Sessizlik... Yağmur damlası, sakince düşerken şakaklarıma. Uzun yollarıyla bağrına basan sakin bir yağmur ormanında, Gri gökyüzünün eşliğiyle ilerliyoruz süt gibi parıldayan gölün kenarına. Kuş cıvıltılarında büyüyen huzurun sesi. Coşarak birbirini kucaklayan damlaları yanaklarımda yol çizen gözyaşlarımın. Belki huzurdan. Belki umuttan. Ağlamak güzeldir bazen. |