GaribimBir kadın yürüyor sırtında yükle, Merhaba deyince durdu garibim. Gel teyze bin dedim. Dur dedi bekle, Mahçup bir şekile girdi garibim. Maşallah diyerek başladı önce, Arabaya baktı süzdü derince, Özendi bayandan şöför görünce, Kimlerdensin diye sordu garibim. Anneliği tatmış küçücük yaşta, Anıları kalmış hayalde düşte, Ne dertler saklıyor bilinmez döşte, Kim bilir ne çile gördü garibim. Mevlam kimseleri koymasın darda, Sordum hiç yakını kalmamış burda. Diyemedi belli çok sözü var da; Bütün cümleleri sır’dı garibim. Ben konuştum. O sessizce oturdu, Ah yavrum diyerek temsil getirdi. Elini sallayıp sözü bitirdi, Sonra dizlerine vurdu garibim. Keklik gibi kızmış gençlik çağında, Bütün ömrü geçmiş Urludağında. Çiçekleri solmuş gönül bağında, Kendince öğütler verdi garibim. Kimliğimi söyleyince oy! dedi. Bazı ah! Anam ah! bazı vay dedi, Tükendi şu ömrüm oldu zay dedi, Söylemedi çoktu derdi garibim. Gide gide bende daldım derine, Kendimi koymuştum onun yerine, Neler gelmiş neler sordum ser’ine, Leylican’ı gamla yordu garibim. Leylican & Leyla yıldırım |
Şiir olarak çok mükemmel.
Ama içerik olarak çok hüzünlü. Maalesef Anadolu'muzun pek çok yerinde karşılaşabileceğimiz insanlarımızın dramlarından biri.
Şimdilerde hayat çok zor. Yaşlılık çok zor. Yalnızlık çok zor.
Geç de olsa bu güzel eseri okuyabildiğime sevindim.
Sağlıklı günler diliyorum. Saygımla.