Gürkan'ıma ağıtŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Kuzenim Müjdat abi’min elim bir trafik kazasında genç yaşta vefat eden oğlu Gürkan’ın aziz hatırasına .
O gün anne babasına sürpriz yapmak için aldığı yeni mobilyaları indirirken ehliyetsiz bir gencin hız merakı yüzünden çarpmasıyla babasının ellerinde gözlerinin ışığı sönmüştü. Mevlam ona ve diğer ölmüşlerimize rahmet eylesin. amin. Gürkan’ım.... Canım.......... Sızlayan sol yanım.. Gençliğine doyamayanım.. Anasının kınalı kuzusu.. Rahmetli dedesinin yeni komşusu.. Şu beli bükük babana yetmiyormuş gibi Şu yalancı dünyanın gamı kederi Yokluktan bükülü sefil sırtıma Bir de hasretini yükledin Bir de buğulu ve son anlarında kırpışmakta olan gözlerini... Ah oğlum ah.. Bunu bize yapmayacaktın Bizleri böyle boynu bükük bırakmayacaktın Ah Gürkan’ım ahh... Ah açmadan solan tomurcuğum, Ah ılık gülüşlü, mahzun bakışlı yavrucuğum Hani borç harç aldığın malzemeyle evimizi yapacaktık Hani memlekete gidip sana hayırlı bir kısmet bakacaktık Hani kırık dökük mobilyaların yenilerini alacaktık Yazları gene seninle birlikte bahçede çalışacaktık Domates, biber yetiştirip komşulara dağıtacaktık Oldu mu yavrucuğum oldu mu böyle Bir kez beni incittin mi hiç söyle Lakin seni kanlar içinde görünce öyle Yıkıldık, hıçkırıklarla ağladık, inledik Ama hamdolsun Yaradan’a isyan etmedik Senden sonra yaşamak buysa eğer hamdolsun yaşıyoruz El ayak çekildikten sonra annenle ben sarılıp ağlaşıyoruz Ne zaman o yere gelsem gözlerimi kapatıyorum Ne kadar uğraşsam nafile Her seferinde o meş’um anı yaşıyorum Sadece seni almadı tekerleğinin altına o şerefsiz, o uğursuz Benim, annenin ve kardeşlerinin umutlarını da ezdi geçti o soysuz Komşular, akraban, halan, amcan, anneannen, babaannen Yani her kim varsa seni seven İnan ki hepsi o gün yanımızdaydı Lakin sen yoktun... Keşke hiç kimse olmasaydı da tek sen olsaydın Oğlum, yavrum diyerek sarılıp koklasaydım Mobilyaları getirenler de hem şaşkındı hem üzgündü Daha sonra hepsini yükleyip geri götürdü Mobilyası batsın, ben eski eşyalarımla da mutluydum Geleceğe bakarken senle umut doluydum Ne de hoş söz söylemiş Allah dostu erenler Dünyayı başka görmüş hakka gönül verenler Dünya kime kılmış vefa işi gücü cevr ü cefa Hani Muhammed Mustafa gülme gülme ağla gönül Hocanın dediği gibi ölümün hayırlı ki yaşamandan Şu genç yaşta yanına çekti aldı Yaradan Ne yapalım bu dünyada nasip değilmiş meğer Ahirette kavuşuruz nasip olursa eğer Peygamberimizin sancağının altında buluşuruz Orada sarılıp birbirimize bol bol konuşuruz Sen bana bizi nasıl beklediğini anlatırsın Ben de sana seni nasıl özlediğimizi... Merzifon, 3 Rebiülevvel 1429 Salı |